13 ADANA SANAYİ FİRMASI
Manşet Haber 17.07.2018 16:38:28 0

13 ADANA SANAYİ FİRMASI

13 ADANA SANAYİ FİRMASI

İstanbul Sanayi Odası tarafından “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2017 yılı sonuçları açıklandı, üretimden satışlara göre ilk sırayı 309,4 milyon lira ile Adana’dan Oğuz Gıda firması aldı. Bir önceki yıl 10 firma ile temsil edilen Adana’dan 13 sanayi firması listeye girme başarısı gösterdi.
Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2017 Araştırması’na göre, Adana sanayi firmalarından Oğuz Gıda birinci sıraya yükselirken, Pilyem Gıda 12., adı açıklanmayan firma 42., Zahit Alüminyum 64., Meltem Kimya 123., Tat Nişasta 135., Kıvanç Tekstil 144., Omnia Nişasta 178., Akhan Un 245., Bakırlar İplik 282., Kimteks Tekstil 441., Netafim Sulama 451., Ulusoy Tekstil 483.sırada yer aldı.
Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, 2017 yılının zorlu ve mücadele içerisinde geçtiğini, bu şartlarda firma sayısının 10’dan 13’e çıkmasının sevindirici olduğunu, ancak Adana için yeterli görmediklerini söyledi.
Kıvanç, bu yıl Adana’dan Oğuz Gıda’nın birinci sırada yer aldığını, 3 firmanın ilk kez girdiği sıralamada 5 firmanın yükseldiğini, 4 firmanın gerilediğini vurguladı. Kıvanç, “Tüm olumsuzluklara karşın üretim, istihdam ve ihracat hedeflerinden ödün vermeden faaliyetlerine devam ederek ikinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına girme başarısı gösteren firmalarımızı kutluyor, önümüzdeki yıllarda daha çok sayıda firmamızın yer almasını ümit ediyorum” diye konuştu.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°