14 MİLYON KİŞİ KARA LİSTEDE
Manşet Haber 15.04.2018 23:15:50 0

14 MİLYON KİŞİ KARA LİSTEDE

14 MİLYON KİŞİ KARA LİSTEDE

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 14 milyon kişinin bankaların kara listesinde olduğu ülkemizde, sicil  affından yararlananların sayısının 322 binde kalmasının nedenlerinin belirlenmesi için TBMM Başkanlığına, Meclis Araştırması talebinde bulundu. Ömer Fethi Gürer, sicil affı kapmasının genişletilmesi gerektiğini de belirtti. 

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Başkanlığına sunduğu Meclis Araştırma önergesinde, Türkiye’de 14 milyon kişinin bankaların kara listesinde olduğunu, hükümetin geçen yıl uygulamaya koyduğu Sicil Affından yararlananların sayısının ise 322 binde aldığını belirterek, “Bu rakam çok sınırlı kalmıştır. Sicil affından neden ve niçin yeterli başvuru alınamadığı meclis araştırması ile araştırılmalıdır” açıklamasında bulundu.

Sicil Affı ile Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde olumsuz kredi sicili kayıtlarından borçları ödeyerek silinen ve kayıt olumsuzluğu sona eren kişilerle ilgili olarak, ilgili bakanlığa soru önergesi verdiğini hatırlatan Ömer Fethi Gürer, “Bakanlık tarafından soru önergemize verilen yanıtta, ‘31. 01. 2017 tarihi itibariyle açık sorunlu kredisi ve/veya karşılıksız çeki bulunan gerçek ve tüzel kişilerden 322 bin 365’i borcunu ödemiştir’ denilmektedir. Hacizlik durumu ve borç dosyası avukata gidenlerle birlikte 14 milyona yakın kişinin kara listede olduğu Türkiye’de, hükümet tarafından uygulamaya konulan ‘Sicil Affı’ yasasından yararlanabilenlerin sayısının, bu konuda sorunlu olanların toplam sayısının çok altında olduğunu görülüyor” ifadelerini kullardı.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis Araştırma önergesinde ayrıca şunları söyledi: “Halen Türkiye’ye milyonlarca kişinin ödeyemediği borçlarından dolayı bankaların kara listesinde olması nedeniyle kredi kullanamadığı da biliniyor.  Sicil affının kapsamının genişletilerek, bu konuda mağduriyet yaşayan gerçek ve tüzel kişilerin sorunlarının çözümüne yönelik düzenleme sağlanmalıdır. Uygulamada sicil affından yararlanılamaması nedenleri ile var olan sorunların saptanması ve bu bağlamda araştırma yapılması gereklidir. Meclis araştırması bu bağlamda açıklayıcı yön gösterici olacaktır” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°