15 BİN KİŞİLİK DEV KADRO ATA’NIN HUZURUNDA
Manşet Haber 20.05.2018 10:23:12 0

15 BİN KİŞİLİK DEV KADRO ATA’NIN HUZURUNDA

15 BİN KİŞİLİK DEV KADRO ATA’NIN HUZURUNDA

Türk Eğitim Derneği (TED) 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında düzenlediği Gençlik Festivali vesilesiyle 15 bin kişilik dev bir kadro ile kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurundaydı.
Bu yıl kuruluşunun 90. yılını kutlayan TED, bünyesindeki 38 okulundan öğrenciler ve öğretmenler, TED Üniversitesi, okulların kurucuları, mütevelli heyeti, mezunları, gönüllüleri, spor takımları, mezun dernekleri ve Genel Merkezi’nin tam kadro yer aldığı büyük bir ekip ile Anıtkabir’deydi. Yaklaşık 15 bin kişilik TED ailesi, kurucuları Mustafa Kemal Atatürk’ü gençler ve gençliğe inanan kadroları ile selamladı.
ÖDEVİMİZİN AĞIRLIĞININ BİLİNCİNDEYİZ
Mozoleye çelenk bırakıp, saygı duruşunda bulunan TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, sonrasında Anıtkabir Özel Defteri’ne günün anlam ve önemine ilişkin düşüncelerini yazdı. Sözlerine, “1928 yılında sizin öncülüğünüzde yaktığımız eğitim meşalesi, bugün 90 yaşında. Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt olan Türk Eğitim Derneği olarak, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının yol göstericiliğinde ilerlemenin haklı gururunu yaşıyoruz” ifadeleriyle başlayan Pehlivanoğlu, deftere şu notu düştü:
“Bugün itibariyle 38 okulumuz, bir üniversitemiz, iktisadi işletmelerimiz, spor kulüplerimiz ve senfoni orkestramız ile Türkiye’yi daha da aydınlatacak nesillere ışık olma gayreti içindeyiz. Milli birlik bilincini ateşleyen, özgürlük kıvılcımını yakan, yokluk ve savaş ortamında dahi öncelik eğitim diyerek, çocuklara ve öğretmenlere yatırım yapan sizin gibi bir önderin izinde ilerlemek bizim için gurur kaynağı. Sizin yönlendiriciliğiniz ile tüzüğümüzde yer alan ve öncelikli hedeflerimizden olan maddi olanakları yetersiz ancak başarılı öğrencilere yuva olma gayretimiz, burs projelerimizle binlerce öğrenciyi kucaklayarak devam ediyor. Ödevimizi ve görevimizin ağırlığının bilincindeyiz. Bu bilinç ile eğitim, gençlik ve vatan diyerek ilerliyoruz. Bugün 90 yıllık gurur dolu mazimiz ile 15 bin nefes, 15 bin kalp, 15 bin akıl olarak size olan minnetimizi sunmak üzere bir kez daha huzurunuzdayız. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, akademik kadromuz, mezunlarımız, gönüllülerimiz, genel merkez çalışanlarımız ve velilerimiz ile tek bir ağızdan haykırıyoruz Atam; ‘DAİMA İZİNİZDEYİZ’”
Anıtkabir töreninin ardından TED Ankara Koleji İncek Kampusu’nde düzenlenen Gençlik Festivaline katılan TED Ailesi, alandaki spor müsabakaları, dans gösterileri ve birbirinden farklı etkinlikler ile eğlenirken, akşam da Türkiye’nin en sevilen müzik gruplarından Manga konseri ile festival coşkusunu yaşadılar.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°