DANIŞMA KURULU  ADANA FİLM FESTİVALİ
Manşet Haber 23.09.2017 16:06:41 0

DANIŞMA KURULU ADANA FİLM FESTİVALİ'NE KATILMIYOR

DANIŞMA KURULU ADANA FİLM FESTİVALİ'NE KATILMIYOR

24. Uluslararası Adana Film Festivali Danışma Kurulu üyeleri Prof. Dr. Selahattin Yıldız, Prof. Dr. Özer Kanburoğlu ile Tunca Arslan festivale katılmayacaklarını açıkladılar.
Prof. Dr. Selahattin Yıldız, Prof. Dr. Özer Kanburoğlu ve Tunca Arslan imzalı açıklama şöyle:
“25 Eylül-1 Ekim 2017 tarihleri arasında düzenlenecek 24. Uluslararası Adana Film Festivali yönetiminin talebi doğrultusunda Mayıs 2017’den itibaren festivalin Danışma Kurulu’nu oluşturan bizler, gelinen nokta itibariyle görev ve sorumluluklarımızın işlevsiz kaldığına inanıyoruz.
Ülkemizin köklü sinema etkinliklerinden biri niteliğindeki, Türk sinemasına nice değerler katmış ve zengin birikim yaratmış bulunan Uluslararası Adana Film Festivali’nin bu yıl da başarıyla gerçekleşmesi en büyük arzumuz ve dileğimizdir. Festivalin ana unsurlarının belirlenmesi konusunda altı aya yaklaşan süreyle katkı verdiğimizi bilmek ise, yıllardır sinema sanatının gelişmesi için emek harcamış ve düşünsel faaliyette bulunmuş bizler için yeterlidir.
Ancak, üzüntüyle belirtmek zorundayız ki festival bünyesinde, başlangıçta belirlenen bazı programların keyfi biçimde iptaliyle başlayan kaotik ortam ne yazık ki bugüne dek kontrol altına alınamamıştır. Ulusal Yarışma Ana Jürisi’nin belirlenmesi sürecinde, ayrıntılarına girmeyi uygun bulmadığımız çeşitli müdahaleler ve etik olmayan pazarlık yöntemleri; kurumsal davranış hassasiyetinin gösterilmemesi, Adana Büyükşehir Belediyesi ile festival yönetimi arasındaki yaşanan kimi sorunlar ve Danışma Kurulu’na karşı sürekli yanıltıcı bilgiler verilmesi, bizim açımızdan sağlıksız bir ortama yol açmıştır.
Ulusal ve uluslararası onlarca film festivalinde görevler üstlenmiş, binlerce öğrenci yetiştirmiş, sayısız akademik çalışma ve çok sayıda sinema kitabına imza atmış insanlar olarak; öncelikle yedinci sanata ve Adana’daki ciddi sinema geleneğine, kendimize ve sorumluluklarımıza saygının gereği, 24. Uluslararası Adana Film Festivali’ne katılmayacağımızı kamuoyuna duyururuz.
Prof. Dr. Selahattin Yıldız Prof. Dr. Özer Kanburoğlu Tunca Arslan”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°