3 AYLIK BEBEKLE DİLENCİLİK
Manşet Haber 24.09.2016 14:55:01 0

3 AYLIK BEBEKLE DİLENCİLİK

3 AYLIK BEBEKLE DİLENCİLİK

Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı ekipleri, bebekleri kullanarak, vatandaşın iyi niyetini suistimal eden, kavşaklarda, caddelerde, bulvarlarda sürücüleri rahatsız eden ve trafik güvenliğini tehlikeye düşüren dilencilere yönelik operasyon gerçekleştirdi.
Operasyonla ilgili açıklama yapan Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı Denetim Şube Müdürlüğü yetkilileri; il dışından, ilçelerden gelen dilencilerin, vatandaşın insani duygularını kullanarak ve çoğunluğu da akrabalarının bebeklerini yanlarına alarak faaliyet gösterdiklerini açıkladılar.
Konuyla ilgili Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, şu bilgiler verildi: “Adana Valiliği, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğümüzün, Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı’na verdiği talimat doğrultusunda; TRAFİK ışıklarI, ana caddeler ve bulvarlarda sürücüleri rahatsız eden şahıslara yönelik operasyon yapıldı. Adana dışından, bazı ilçelerden gelen kadınlar, kucaklarında 3 aylık, 5 aylık bebekleri kullanarak dileniyorlar. Bu şahıslar vatandaşlarımızın insani duygularını istismar ederek para topluyorlar. Bir grup dilencinin 3 saat dilenmesi takip edildi ve 670 lira para topladıkları tespit edildi.”Dilenci operasyonu
Açıklamada; mesai başlangıcı ve mesai bitimi saatlerinde, otoban giriş-çıkışlarında, trafiğin çok yoğun olduğu zaman dilimlerinde dilencilik yapılması ve bebeklerin kullanılması nedeniyle böyle bir operasyonun düzenlendiği bildirildi.
Dilenci operasyonu 5

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°