6 BİN 978 ÇİTÇİNİN TEDAŞ’A FAİZLİ BORCU VAR!
EKONOMİ 26.11.2018 02:28:24 0

6 BİN 978 ÇİTÇİNİN TEDAŞ’A FAİZLİ BORCU VAR!

6 BİN 978 ÇİTÇİNİN TEDAŞ’A FAİZLİ BORCU VAR!

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal sulama aboneliğinden kaynaklanan elektrik enerjisi borcu olan çiftçilerin yaşadığı mağduriyeti soru önergesiyle TBMM gündemine getirdi. Gürer’in önergesine yanıt veren Bakan Fatin Dönmez, 66 bin 978 çiftçinin faizli borcunun bulunduğunu, 2 bin 666 çiftçinin ise icralık olduğunu açıkladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TEDAŞ’ın özelleştirme sürecinde tarımsal sulama abonesi olan çiftçilerin elektrik enerjisi borçları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yönelttiği yazılı soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı.
Gürer, “TEDAŞ'ın özelleştirme sürecinden önce elektrik borçları bulunan ve borçlarını ödeyemedikleri için katlanan çiftçi borçlarının faizlerinin silinmesine yönelik çalışma yapılması düşünülmekte midir? Bu konuda faizli borçları bulunan kişi sayısı kaçtır? Kaçı icralık durumdadır?” şeklindeki soruların yanıtlanmasını istedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ise “7061 Sayılı 'Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' kapsamında tarımsal sulama abonelerinin kamu dönemine ait borçları, 31.12.2019 tarihine kadar TEDAŞ'a iletilmek üzere dağıtım/perakende satış şirketlerine veya TEDAŞ'a yazılı başvurulması halinde yılda 5 taksit şeklinde ödenmek üzere 5 yıla kadar vade farksız yapılandırılmadadır” açıklamasında bulundu.
Bakan Dönmez, yapılandırılan borçların ödemelerinin 2020 yılının Ekim Ayında başlayacağını belirterek, “Faizli borcu bulunan tarımsal sulama abone sayısı 66.978'dir. Yasal takibe alınan tarımsal sulama abone sayısı 2.666'dır” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin en önemli girdi maliyetleri arasında tarımsal sulamadan kaynaklanan elektrik enerjisinin yer aldığını belirtti.
Ülkemizde 2 milyon 100 bin civarındaki çiftçinin yaklaşık 67 bininin elektrik borcunu zamanında ödeyemediği için faizli borçlu durumuna düştüğünü ifade eden Gürer, “Girdi maliyetlerinin sürekli arttığı ülkemizde özellikte elektrik enerjisi borçları yüzünden binlerce çiftçimiz ciddi mağduriyet yaşamaktadır. Konuyla ilgili bir başka soru önergemize yanıt veren Sayın Bakan, borçlu yapılandırmaya 8 bin 939 çiftçinin müracaat ettiğini açıklamıştı. 67 bin borçlu çiftçiden 8 bininin yapılandırmaya müracaat etmiş olmasının altında yatan nedenlerin belirlenmesi gerekiyor. Yaklaşık 60 bin çiftçi yapılandırma müracaatında bulunmamış. Bu çiftçilerimizin durumu ne olacak? Yapılandırmanın şartlarının çiftçiler lehine değiştirilmesi gerekiyor. Sulama suyu yeraltından enerji ile çıkarılan yerde elektrik giderleri çiftçi için büyük yük. Bu bağlamda çiftçiyi destekleyecek düzenlemeler sağlanmalı, alternatif enerji sağlama yolları ki başta güneş enerjisi olmak üzere maliyeti azaltacak uygulamalarda sağlanmalıdır” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°