ADANA FİLM FESTİVALİ’NDE SILA RÜZGARI
Manşet Haber 23.09.2018 23:04:12 0

ADANA FİLM FESTİVALİ’NDE SILA RÜZGARI

ADANA FİLM FESTİVALİ’NDE SILA RÜZGARI

25. Uluslararası Adana Film Festivali vatandaşların yoğun ilgisi ile başladı
25. Uluslararası Adana Film Festivali Fuar Alanında Adana Valisi Mahmut Demirtaş ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü gonku çalmaları ile festivali başlattı. Hollywood ile rekabet edebilen Türkiye’nin yegane film festivali olan 25. Uluslararası Adana Film Festivali’nin açılışında ev sahibi olarak konuşan Hüseyin Sözlü, alandaki kalabalığın sahneden çok güzel göründüklerini ifade ederek “Sizlerin coşkuyla sahip çıktığı Uluslararası Adana Film Festivali hedefine ulaşmıştır” dedi.
Vali Mahmut Demirtaş ise festivalin kentin kültürel ve sanatsal anlamda yol kat etmesi için önemli bir etken olduğunu söyleyerek 25. Uluslararası Adana Film Festivali’nde emeği geçenleri tebrik etti.
SILA, ŞARKILARIYLA BÜYÜLEDİ[caption id='attachment_98561' align='aligncenter' width='660'] DCIM100MEDIADJI_0056.JPG[/caption]
Konuşmaların ardından sanatçı Sıla Gençoğlu sahnede sevenleri ile buluştu. 25. Uluslararası Adana Film Festivali’nin ilk konserinde sahne alan Sanatçı Sıla, şarkıları ile Adanalılara unutulmaz bir akşam yaşatırken, sosyal medya hesabından ilk canlı yayınını da Adana’da yaptığını belirtti.
Sıla’ya teşekkür plaketini ve çiçeğini Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve kızları Gökçen ve Asena Sözlü takdim ettiler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°