ADANA SANAYİ ODASI 50 YAŞINDA
Manşet Haber 11.12.2016 22:57:20 0

ADANA SANAYİ ODASI 50 YAŞINDA

ADANA SANAYİ ODASI 50 YAŞINDA

Adana Sanayi Odası’nın 50. Kuruluş yıldönümü, 1966 yılında ilk toplantının yapıldığı günde gerçekleştirilen olağanüstü meclis toplantısında kutlandı.

Meclis Başkan Vekili İsrafil Uçurum’un başkanlığında yapılan 50. Yıl toplantısına, Adana Sanayi Odası’nda bugüne kadar görev alan ve hayatta olan Meclis, Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda, şehitlerimiz, vefat eden oda üyesi sanayiciler ve Aladağ’daki yangında hayatını kaybedenler için Fatiha okundu.

Adana’nın, sanayinin öncü şehirlerinden biri olduğunu belirten ADASO Meclis Başkan Vekili İsrafil Uçurum, Türk sanayisine önemli katkılar sunduğunu, önderlik ettiğini ve çok önemli sanayiciler yetiştirdiğini, yetiştirmeyi de sürdürdüğünü ifade etti.ADASO 50 yasinda (1)

Uçurum, “50 yıl önce meclisin ilk toplantısını yaptığı günde eski yeni tüm meclis üyelerimizle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Odamızın kuruluşunda ve bugüne ulaşmasında emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.

ADASO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç da, Adana Sanayi Odası’nın organize sanayi bölgesinin kurulması başta olmak üzere bölge ve ülke sanayisinin gelişmesi yönünde önemli kararlarda öncü rol oynadığını vurguladı.

Adana’nın ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerine en büyük destek veren kurumlar arasında hep ilk sıralarda yer aldığını belirten Kıvanç, “50 yıl önce kurulan Odamız bugün ne büyük bir mutluluktur ki siz değerli ağabeylerinden aldığı şevk ve heyecanla Adana sanayisini ve ekonomisini kalkındırmaya bugün de gayret etmektedir” diye konuştu.

Sanayiciler olarak Adana’nın 2023 hedefleri doğrultusunda en gözde şehirlerden biri olacağını bilerek yatırımlara ve projelere devam ettiklerini ifade eden Kıvanç, şöyle konuştu:

“Bunu yaparken de siz değerli büyüklerimizden ilham alıyoruz. Sizlerin başlattığı azimli ve kararlı yolda İlimiz ve ülkemiz ekonomisi ve bekası için durmadan çalışıyoruz. Sizlerden aldığımız en önemli miras, her zaman birlikte hareket etmek olmuştur. Bizler burada bulunan tüm arkadaşlarımla birlikte tüm etkinlerimizde Adana’nın gelişimi için çalıştık. Rekabeti işbirliğine çevirdik; birlikte kazanmayı öğrendik; küresel ekonomide tek firma değil; Adana markası olarak güçlü olduğumuza inandık.ADASO 50 yasinda (3)

Dileğimiz ve isteğimiz odur ki; sizlerden aldığımız mirası çok daha yukarılara taşıyabilelim ve bizden sonra gelecek nesiller de bizleri sizlere duyduğumuz hayranlıkla ansın; İlimiz kazansın. Ülkemiz kazansın. Odamız ve Adana’mıza katkı sağlamış olan tüm sanayicilerimizi bir kez daha minnetle anıyor, burada bulunan tüm değerli ağabeylerime ve siz değerli dostlarıma hürmetlerimi sunuyorum.”

Kıvanç, ilk Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ve Meclis Başkanı Selahattin Canka dahil olmak üzere 13 meclis üyesinin hakkın rahmetine kavuştuğunu, yaşayan tek meclis üyesi Duran Ulaştırıcı’nın 50. Kuruluş yıldönümü toplantısına katılmasından büyük mutluluk duyduklarını sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°