ADANA TİYATRO FESTİVALİ DOPDOLU PROGRAMLA DEVAM EDİYOR
DÜNYA 11.04.2018 19:48:00 0

ADANA TİYATRO FESTİVALİ DOPDOLU PROGRAMLA DEVAM EDİYOR

ADANA TİYATRO FESTİVALİ DOPDOLU PROGRAMLA DEVAM EDİYOR

Sabancı Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları işbirliğiyle bu yıl 20’ncisi düzenlenen Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, dördüncü haftasında yerli ve yabancı oyunlar ve atölye çalışmalarıyla dolu bir programla devam ediyor. Tiyatro Keyfi ‘‘Gözlerin Ardında Müzikal’’, Yolcu Tiyatro ‘‘Joko’nun Doğum Günü’’, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ‘‘Sızı’’, Pınar Ataer PA Prodüksiyon ‘‘Kırık Bebek ve Diva’’, Bursa Devlet Tiyatrosu ‘‘Bana Mastika’yı Çalsana’’, Shakespeare ve Müzik ‘‘Shakespeare Perisi’’ ile Almanya’dan festivale katılan Familie Flöz ‘‘Tiyatro Delusio’’ oyunları 17 - 22 Nisan 2018 tarihleri arasında perdelerini açıyor.

Gözlerin Ardında Müzikal, Sızı ve Tiyatro Delusio oyunları Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi’nde, Joko’nun Doğum Günü İstanbul Sabancı Üniversitesi’nde, Shakespeare Perisi ile Kırık Bebek ve Diva oyunları Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi Genç Sahne’de, ‘Bana Mastika’yı Çalsana oyunu ise Merkez Park Amfi Tiyatro’da seyirciyle buluşacak.

Nava Semel'in dünyaca ünlü eserinin müzikal uyarlaması olan Gözlerin Ardında Müzikal, down sendromu hakkında farkındalık oluşturma amacıyla seyirci karşısına çıkıyor. Kendi oğlu da down sendromlu olan ünlü pop sanatçısı Özgün’ün de rol aldığı müzikalde, çok bilinen şarkılar ve yeni besteler canlı ve akustik olarak sahneliyor. Akustik müzik ve çağdaş dansın birleştiği oyunda, down sendromlu oğlunun doğumundan sonra herkes tarafından yalnız bırakılan anneyi ise Eda Kandulu canlandırıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen Sızı, tiyatroseverleri 1900’lü yıllara götürüyor. Dönemin kaosunun, birbirini kardeş bilmiş halkın kışkırtılmasının, yaklaşan savaşın ve Anadolu özleminin işlendiği oyun, mapping tekniğinin de kullanılmasıyla tiyatroseverleri zamanda yolculuğa çıkarıyor.

Festivalin Almanya’dan gelen konuğu Tiyatro Delusio, diğer oyunlardan farklı olarak tek bir kelimenin kullanılmadan her şeyin söylenebildiği bir performansla seyirci karşısında çıkıyor. Oyuncuların etkileyici maskelerle rol aldığı oyunda, zıt karakterlerde olan Bob, Bernd ve Ivan’ın kendi mutlulukları için nasıl mücadele ettiklerini anlatıyor.

Yolcu Tiyatro, çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Fransız yazar Roland Topor’un ‘‘Joko’nun Doğum Günü’’ oyunu ile perdelerini açıyor. Yüksek performans gerektiren hareket tasarımı ile Projection Mapping teknolojisini birleştirerek sahneye taşınan oyun, su deposunda işçi olarak çalışan Joko’nun başından geçenleri anlatıyor ve sistemi absürt bir anlatımla eleştiriyor. Geçen yıl 7 farklı tiyatro ödül jürisinden toplam 13 dalda ödül alan oyun, tiyatroseverleri hem güldürüyor hem de sistem üzerime düşünmeye davet ediyor.

Geniş bir oyuncu kadrosuna sahip Bana Mastika’yı Çalsana, İzmir’de Roman Mahallesi olarak bilinen İki Çeşmelik’te geçiyor. Aynı mahallede yaşayan ve farklı farklı hayallere sahip insanların hikayesinin anlatıldığı oyunda, 12 Eylül döneminin gölgesinde yaşananlar konu ediliyor.

Usta senaryo ve yönetmenlerle genç tiyatrocular festivalde

Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, dördüncü haftasındaKırık Bebek ve Diva ve Shakespeare Perisi oyunlarını Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi Genç Sahne’de tiyatroseverlerle buluşturacak.

Ünlü sinema oyuncusu Yeşim Ceren Bozoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği ve tek kişilik oyun Kırık Bebek ve Diva, güçlü, göz alıcı ve çok yetenekli bir balerinin kendi hayatı içindeki zaman yolculuğunu anlatıyor. Oyun, aşkın insanı uçurduğu ve çıkardığı yükseklikten sonra yere bıraktığında nasıl kırık bebeğe dönüştüğünü; kırık bebeğin yaralarını iyileştirme ve gerçek aşkı ve varoluşu yeniden idrakinin hikayesini tiyatroseverlerle paylaşıyor.

William Shakespeare’in kaleme aldığı Shakespeare Perisi, Shakespeare’in farklı oyun ve sonelerinden metinler arası kolaj yöntemiyle hazırlanmış bir konser-performans olarak festivalde yer alıyor. Shakespeare Perisi konserinde, Shakespeare’in dizeleri müzikle ve tiyatroyla buluşuyor. Kavramsal çerçevede bireyde somutlaşan insanlık hallerinin anlatılacağı oyunda seyirci hem hüzünlenecek hem de gülümseyecek.

Atölye çalışmalarıyla festival renk katıyor

Festival bu hafta 1000 Motorcu 1000 Çocuk, Masal Tiyatrosu ve Cam Üfleme atölyeleriyle 17, 18 ve 20 Nisan tarihlerinde Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi’nde katılımcılarla buluşacak. İlker Kül önderliğinde düzenlenecek ‘‘1000 Motorcu 1000 Çocuk’’ atölyesiyle fotoğraf sanatı ve makyajı bir araya getirirken, Adana Devlet Tiyatrosu tarafından düzenlenen ‘‘Masal Tiyatrosu’’ atölyesiyle masalla tiyatronun gücünü birleştirerek katılımcıların sosyalleşen, öğrenen ve araştıran bireyler olmasını hedefleyecek. Harun Gümüş önderliğinde düzenlenecek ‘‘Cam Üfleme’’ atölyesiyle ise katılımcılar uygulamalı olarak camın alev ve üfleme tekniğiyle şekillenmesini deneyimleyecek.

[caption id='attachment_90962' align='aligncenter' width='660'] Foto: Pierre Borasci
Festival Noorderzon Groningen 2005
Familie Flöz - Teatro Delusio
www.floez.net[/caption]

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°