ADANA
Manşet Haber 22.05.2020 23:27:47 0

ADANA'DA 2020 YILI BUĞDAY HASADI BAŞLADI

ADANA'DA 2020 YILI BUĞDAY HASADI BAŞLADI






2020 yılı buğday hasadının ilk olarak Adana’da başladığını ifade eden Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, “Tarım ve gıda olmazsa bizde olmayız! Çünkü tarım, hem bugünün hemde geleceğin vazgeçilmez sektörüdür.” dedi.





Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO)’nin buğday alım fiyatlarının hem üreticiyi hem sanayiciyi memnun ettiğini söyleyen Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, şöyle konuştu:









“Buğdayda açıklanan 1.65 TL taban fiyatına, primde eklenirse, fiyatı 1.70 TL’ye çıkacaktır. Buğdaya ürün desteği olarak verilen mazot, gübre, sertifikalı tohum ve diğer desteklerle birlikte üreticinin eline KG başına yaklaşık 2.00 TL geçecektir. Görülüyor ki Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO)’nin açıkladığı buğday fiyatı iç ve dış piyasa fiyatlarını dengelemiştir. Bu da üreticilerimizi daha çok memnun etmiştir. Bu açıklanan fiyatlar, dünya fiyatları ve üretim maliyeti dikkate alınarak açıklanmış bir fiyattır. Üretici hangi ürünü eker ise eksin fiyattan memnun kaldığı müddetçe üretimde sürekliliği sağlamamız o kadar çok olur. Önümüzdeki yıllarda buğday üretiminde ülke olarak kendi ihtiyacımızı  karşılayacağımıza inanıyorum.





BAŞAK’TA BEREKET VAR





2019 yılında Adana’da buğday ekim alanı 1 milyon 351 bin dekar seviyesindeyken üretim miktarı da 503 bin ton idi.  Bu rakam Türkiye’nin toplam buğday üretiminin yaklaşık olarak %2,65’ine denk gelmektedir. Bölge olarak ise ülke üretiminin yaklaşık % 4.65’ini karşılamaktayız. 2020 yılı iklim şartlarının olumlu seyretmesi, verimde üreticinin yüzünü güldüreceğini tahmin ediyoruz. İlimiz, bölgemizdeki diğer illerden olan Mersin, Osmaniye ve Hatay’a göre bu sezon buğday üretim alanı daha fazladır. İnşallah dekara verim miktarıda daha fazla ve bereketli olur. Buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki üretim ne kadar önemli ise ürünün depolanması ve pazarlanmasıda bir o kadar önemlidir. Lisanslı Depolara konulan ürünler üretici ve kullanıcıları için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Borsa olarak ortağı ve acentesi olduğumuz Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB)’na kaydolanlar işlemlerini direk buradaki platform üzerinden çok rahat yapabilmektedirler. İster ekonomik kriz isterse Covid-19 pandemisi olsun üretimden ve üretmekten asla vazgeçmemeliyiz. Aksine daha mücadeleci olmalıyız.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°