ADANA’DA BENİM OKULUM EĞİTİM FUARI
Manşet Haber 29.11.2018 19:38:29 0

ADANA’DA BENİM OKULUM EĞİTİM FUARI

ADANA’DA BENİM OKULUM EĞİTİM FUARI

Türkiye’de ilk defa Adana’da organize edilen ve kendi alanında tek olan; ‘1. Benim Okulum Eğitim Fuarı’ kapılarını ziyaretçilerine açtı. 7 bin metrekarelik bir alanda toplam 79 eğitim kurumunun katılımıyla gerçekleştirilen fuar, ilk günden adeta ziyareti akınına uğradı.
2K Fuarcılık tarafından, Adana Büyükşehir Belediyesi, Seyhan, Yüreğir ve Çukurova belediyeleri ile Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de desteğiyle TÜYAP Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde organize edilen; ‘1. Benim Okulum Eğitim Fuarı’ kapılarını ziyaretçilerine açtı. Törene; Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, Adana İl Milli Eğitim Müdürvekili Muhammet Kabacık, ADASO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana ESOB Başkanı Nihat Sözütok ve 2K Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Necati Katlav da katıldı.
2K Genel Müdürü Ayça Katlav, ‘inovasyon’ kavramına dikkat çekip, fuarcılık sektörüne ‘yeni bir yaratıcılık’ getirdiklerini söyledi. Katlav, ‘1. Benim Okulum Eğitim Fuarı’ ile bugüne kadar alışılagelmiş fuarcılık anlayışına yeni bir bakış açısı getirdiklerini anlattı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça; savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi irfan ordusuna bağlıdır” dedi.Katlav, şöyle devam etti:
“İşte biz tam da bu noktada Türkiye’nin geleceği ve bu geleceği kurgulama adına eğitimin ne kadar önemli olduğunu bu fuarla birlikte ortaya koymaya çalıştık. Amacımız; eğitim ana temasında sektörün tüm paydaşlarını tek bir çatı altında bir araya getirip, kendilerini tanıtma adına bir fırsat sunmak. Bu fuar organizasyonuyla birlikte Adana’nın köklü eğitim kurumlarına vefa borcumuzu öderken, geleceğe sahip çıkma misyonumuzu da yerine getirmeye çalışıyoruz. Eğitim kurumlarımızın gücüne güç katıyoruz bir bakıma”
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak fuara 20 okulla katıldıklarını belirten Adana İl Milli Eğitim Müdürvekili Muhammet Kabacık, bugün Adana’daki özel okulların toplam eğitim kurumları arasındaki payının da yüzde 20 olduğunu, bunu yüzde 15 seviyesine yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi. Kabacık, “Eğitim-öğretimdeki temel hedefimiz; çocuklarımızı çağın gerektirdiği bilimsel ve teknolojik olanaklara sahip olmanın yanında milli, ahlaki, manevi ve kültürel değerlerimize bağlı bir birey olarak yetiştirmek”


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°