ADANA’DA ÇOCUK SANAT BİENALİ
KÜLTÜR-SANAT 2.11.2018 10:13:24 0

ADANA’DA ÇOCUK SANAT BİENALİ

ADANA’DA ÇOCUK SANAT BİENALİ

Adana Bilim ve Sanat Merkezi tarafından Türkiye´de ilk kez 3.´sü düzenlenen “Uluslararası Adana Çocuk Sanat Bienali” 5-20 Kasım 2018 tarihleri arasında Adana’da yapılacak.
Bienal’in, yurtiçinde ve yurtdışındaki tüm çocuklara yönelik 'Çocuğun Hayal Gücü Oyun' kavramsal çerçevesinde bienal anlayışına uygun olarak farklılaştırılmış ve zenginleştirilmiş sanatsal ve kültürel içeriğiyle Adana şehir merkezi ve ilçelerine yayılacak biçimde gerçekleştirileceği açıklandı. Bu konuda yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Uluslararası Adana Çocuk Sanat Bienali öğrenci eğitimleri, atölyeler, söyleşiler, paneller, konserler, tiyatrolar, sergiler, açık alan performans gösterimleri, gezici tır etkinlikleri vb. etkinliklerle; yerel ölçekte geleneksel ve kültürel zenginliği harmanlamayı, evrensel ölçekte çok kültürlülüğü, empati kurmayı, farklı ülke kültürlerini çocukların bakış açısıyla ve kendilerine özgü ifade biçimleriyle ortaya çıkarmayı, bunları birbirleriyle kaynaştırmayı, bu sayede de çocuklara sanatsal ve kültürel bilinç kazandırarak eğitim kalitesinin artırılmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Adana Çocuk Sanat Bienali ile kültürlerle etkileşim ve iletişimin sağlanması, ortak sanatsal bir dil oluşturulması, çocuk sanatçıların yetiştirilmesi için katkıda bulunmak; kısa zamanda üretimde ve uzun süreçte çevreye, canlılara ve topluma duyarlı bireylerin yetiştirilmesi için çalışmaya uygun sanatsal-kültürel alanlar ve ortamlar oluşturarak, bunların sürdürülebilirliğinin sağlanması hedeflenmektedir.
Adana Bilim ve Sanat Merkezi, Adana Müzesi (Yeni Müze Kompleksi), Adana Eski Kız Lisesi Tarihi Binası, Etnoğrafya Müzesi, Adana merkez ve ilçelerinde ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik 40´ın üzerinde devlet okulunda farklı içerikte atölyeler yapılacak, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu, Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi, Ramazanoğlu Kültür Merkezi’nde eğitimcilere, ebeveyn ve çocuklara yönelik konferans, panel ve söyleşi, konser ve tiyatro gösterileri düzenlenecek; Tepebağ Turan Arın Sokağı, Taşköprü, Tarihi Kız Lisesi bahçesi ve bazı okulların bahçeleri, açık alan performans gösterim alanları ve atölye olarak kullanılacak kırsal ilçelerde etkinlik yapılacak olan Gezici Tır ile atölye çalışmaları, tiyatro oyunu ve müzik etkinliği yapılacaktır.”
Adana’da ilk defa düzenlenecek, sanatçı ve akademisyenlerin “Çocuğun Hayal Gücü Oyun” teması çerçevesinde bir araya geleceği bienal acılış töreni 5 Kasım 2018 Pazartesi günü saat 14.00´de Adana Müzesinde yapılacak.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°