ADANA
Manşet Haber 27.11.2018 19:01:46 0

ADANA'DA SAYA EMEKÇİLERİ TBMM GÜNDEMİNDE

ADANA'DA SAYA EMEKÇİLERİ TBMM GÜNDEMİNDE

HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, Adana’da saya ustalığı yapan saya emekçilerinin iş bırakma eylemini TBMM gündemine taşıdı.
Peköz Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdi, ayrıca saya emekçilerinin sorunlarının araştırılması ve çözüm için yapılabileceklerin belirlenmesi amacıyla da Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi.
Adana Milletvekili Kemal Peköz, Adana’da saya (ayakkabının üst kısmı) ustalığı yapan emekçilerin 26 Kasım 2018 tarihinde %40 zam talebiyle üretimi durdurarak iş bırakma eylemine başladığını ifade etti. Peköz, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yazılı yanıtlamasını istediği sorular şöyle:
“Saya emekçilerinin başlatmış olduğu iş bırakma eyleminden haberdar mısınız? Eylem ile ilgili emekçilerle herhangi bir görüşme yapılmış mıdır?
Türkiye’de kaç kişi saya emekçisi olarak çalışmaktadır? Bu emekçilerin yaş grubuna göre dağılımı nedir?
Türkiye’de kaç çocuk saya emekçisi olarak çalışmaktadır? Çocukların saya emekçisi olarak çalışmasını engellemek için bir çalışmanız var mıdır?
Saya emekçileri saya başına ne kadar ücret almaktadır?
Saya emekçilerinin ücret artışı, çalışma sürelerinin azaltılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, sigortalı çalışma ve diğer sosyal haklarının düzeltilmesi ile ilgili bir planlamanız var mıdır?
Saya işçilerinin meslek hastalıkları nelerdir? Bu hastalıklar ile ilgili Bakanlığınız tarafından yapılmış bir çalışma var mıdır?”
MECLİSİ ARAŞTIRMASI İSTEDİ
HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, Adana’da saya (ayakkabının üst kısmı) ustalığı yapan saya emekçilerinin sorunları ile ilgili Meclis Araştırması açılmasını istedi. Peköz meclis araştırılması açılması ile ilkgili gerekçesinde şu görüşe yer verdi:
“Adana’da saya (ayakkabının üst kısmı) ustalığı yapan saya emekçileri 26 Kasım 2018 tarihinde %40 zam talebiyle üretimi durdurmuş ve iş bırakma eylemine başlamıştır. Daha önce firmalarla görüştüklerini belirten sayacılar, ayakkabı firmalarının kendilerine ilettiği %10 zam önerisinin kriz koşulları nedeniyle kabul edilemez olduğunu ve grevde kararlı olduklarını belirtmişlerdir. Saya emekçileri ayrıca çalışma koşullarının çok kötü olduğunu ve sigortasız çalıştırıldıklarını da eklemişlerdir.
Ayakkabı İmalatı Çalışanları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Özay, son aylarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar nedeniyle kentteki 350 saya atölyesinden 200'ünün kepenk kapattığını ve 3 bin 600 işçinin mağdur olduğunu belirtmiştir.Çift başı üretimde ayakkabı firmalarından % 40 zam talep ettiklerini söyleyen Mustafa Özay’ın açıklaması şöyledir:
'Bir sayacının haftalığı 500-600 TL arasında, aylığa vurduğunuzda asgari ücretin üzerinde gibi geliyor ama son dönemde tüm ürünlere yapılan zamlar göz önünde bulundurulduğunda insanlar günde 18 saat çalışmalarına rağmen geçinemiyorlar. Atölyelerde masrafların içinde elektrik, iplik, dükkân kirası, malzeme fiyatları da var. Sektörümüzde altyapı sağlıklı değil. Zanaatkârlarımız mesleği bırakıp başka işlere yöneliyor. 20-25 sene emek vermiş, çalışmış bir ustanın kalkıp, inşaat işinde veya tekstilde veya tarımda ne işi var? Yüzde 40 zam talebimiz çift başı kazananlar içindir. Dikim çift başına fiyatlarımız 3 TL ile 6 TL arasında. Sanayide çalışanlar için de yüzde 30 zam istiyoruz. Burada mesele saya dikimi. Atölyenin kalfası yoksa
sayacısı yoksa ayakkabı sektöründe en ufak bir boşluk olsun o ayakkabı yürümez. Asıl emek sayacılıkta var. Bizim işimiz tekstil, tişört, gömlek, inşaat gibi değil. Bizim işimiz burada sanat. İş tıraşlanır, kıvrılır, bali-ilaç kokusu var, dar ve kapalı yerde çalışılıyor. Geçen bir arkadaşımız hastaneye gitti. Ciğerleri bali dolmuş. 'Bali mi kullanıyorsun?' diye sordular arkadaşımıza. 200 saya atölyesi kepenk kapattı son süreçte. Adana'da 6 bin saya işçisi var. 3 bin 600'ü mağdur oldu. Bunlarla firmalar da etkileniyor. Bir firma ham maddesine fark koyuyorsa işçiliğe de koymalı. Günde ortalama 100-150 kişi beni arıyor. Keşke elimden gelse de daha fazlasını yapabilsem. Zam talebimiz kabul görmezse yasal bütün haklarımızı sonuna kadar kullanacağız.'
Saya emekçilerinin devam eden eyleminin, emekçilerin lehine sonuçlandırılması için saya emekçilerinin sorunlarının araştırılması ve çözüm için yapılabileceklerin belirlenmesi elzemdir. Bu amaçla bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep ederiz.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°