ADANA’DA TİYATRO GÜNLERİ BAŞLADI
Manşet Haber 17.10.2018 08:03:01 0

ADANA’DA TİYATRO GÜNLERİ BAŞLADI

ADANA’DA TİYATRO GÜNLERİ BAŞLADI

Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu yıl 5’incisini düzenlediği Şehir Tiyatroları Buluşması, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun sahnelediği “Nora: Bir Bebek Evi” adlı oyunla başladı. Türkiye, Almanya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Sincan Uygur Özerk Cumhuriyeti, Gagavuzya Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kazakistan’dan 17 tiyatro topluluğunun 19 ayrı oyun sahneleyeceği Adana Büyükşehir Belediyesi 5. Şehir Tiyatrosu Buluşması’nın ilk akşamında İstanbul Şehir Tiyatroları oyuncuları, Henrik Ibsen’in yazıp Ali Gökmen Altuğ’un yönettiği “Nora: Bir Bebek Evi” adlı oyunla Adanalı tiyatro severlerin karşısına çıktı.
Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’ndaki ücretsiz etkinliğin açılışına Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Akyürek, Genel Sekreter Yardımcısı Halil Avşar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Nihat Macit, Adana Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni İsmail Dikilitaş, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur ile çok sayıda tiyatro sever katıldı.
Salonu dolduran tiyatro severlere hitap eden Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Ramazan Akyürek, Başkan Hüseyin Sözlü’nün selam ve sevgilerini iletti. Ramazan Akyürek, Adana Büyükşehir Belediyesi 5. Şehir Tiyatrosu Buluşması’na destek veren tiyatro sanatçılarına teşekkür edip, Adana Şehir Tiyatrosu’nun 60 yıldır tiyatro sanatının evrensel sinerjisini kente yansıttığını belirtti.
Anadolu’da sanatın ve kültürün başkentinin Adana olduğunu vurgulayan Akyürek, “Amacımız, insanlarımızın sanata olan ilgisini artırmak, bütün güzel sanatları cazip hale getirmektir. Bu nedenle Adana sanatın ve kültür başkentidir sloganını kullanıyoruz. Her yıl Portakal Çiçeği Karnavalı’ndan başlayarak Adana Film Festivali, Adana Lezzet Festivali ve Tiyatro Festivali devam ettirdiğimiz 400’ü aşkın sanat, kültür ve sportif etkinliğimizi insanlarımızın sosyal ve biyolojik açıdan gelişmeleri için yapıyoruz. İnanıyoruz ki, sanatla uğraşan, sanatı seven insanlar, hemcinslerini, hayvanları, doğayı, ülkesini, bayrağını sever. Bu şuurla kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklerimizi var gücümüzle sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“ADANA’DA OLMAKTAN MUTLUYUZ”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Nihat Macit ve İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur da konuşmalarında Adana’da olmaktan büyük mutluluk duyduklarını vurgulayıp, tiyatro sanatına büyük destek veren Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Daha sonra Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Akyürek, İstanbul Şehit Tiyatroları’nın yöneticileri ve oyuncularına plaket ve çiçek vererek teşekkür etti.
İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncuları, Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen’in 1879 yılında kaleme aldığı ‘Nora: Bir Bebek Evi’ adlı sahneledi. Maddi baskı altında rekabete sürüklenen bireylerin yıkımını ve yok olan değerleri elen alan oyunda, insan onuru ve kişiliğinin eşsiz yanına vurgu yapıldı. Konusunu gerçek yaşamdan alan başyapıtta, gerçek sevgi üzerine kurulmayan birlikteliğin ve birey olarak kadının varolamadığı bir yuvanın nereye savrulacağı anlatıldı.
TİYATRO DOLU GÜNLER 3 KASIM’A KADAR SÜRECEK
3 Kasım cumartesi gününe kadar devam edecek etkinlikte Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Bir Delinin Güncesi” ve “Ah Bu Evlilik”, Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Düğün Ya Da Davul”, Almanya Nürnbegn OKM Objektif Sahne Tiyatrosu “Sınır”, Sarıyer Belediye Tiyatrosu “Öldürdüğüm Adam”, Alanya Belediye Tiyatrosu “Sırça Bilbolar” ve “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”, KKTC Beyarmudu Belediyesi Güney Maserya Halk Tiyatrosu “Ejderha Tepesi”, Kuddus Kujyamirov Uygur Akademik Müzikal Komedi Devlet Tiyatrosu “Muğam Sırları”, Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu “Bir Delinin Hatıra Defteri”, Dionis Tanasoğlu Adına Gagauz Milli Tiyatrosu “Paali Pamela”, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Yuğ Tiyatrosu “Teklif”, Diyarbakır Şehit Tiyatroları “Tamara’nın Çığlıkları”, Auezov Adına Kazakistan Akademik Devlet Dram Tiyatrosu “Korkutun Büyüsü”, Uşak Belediyesi Şehir Tiyatrosu “Duyulmamış Bir Aşk İlleti”, KKTC Güzelyurt Belediyesi Şehit Tiyatrosu “Gül Pansiyon” adlı oyunlarla tiyatro seyircisinin karşısına çıkacak.








YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°