ADANA’NIN  ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR
Manşet Haber 20.07.2019 13:06:15 0

ADANA’NIN ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR

ADANA’NIN ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR

Adana’nın görsel açıdan daha estetik ve göze hoş gelen bir görünüme kavuşması için, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı birimler çalışmalarını sürdürüyor.
Zeydan Karalar’ın Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine gelmesinin ardından, Adana’nın her kulvarda çehresi değişmeye başladı. Bir yandan şeffaf belediyecilik için meclis toplantılarını sosyal medyadan canlı yayınlayan, ihalelerin canlı yayınlanmasına başlanacağını kamuoyu ile paylaşan Adana Büyükşehir Belediyesi, kentin daha çağdaş bir hale gelmesi için çaba gösteriyor.[caption id='attachment_111967' align='aligncenter' width='660'] DCIM100MEDIADJI_0196.JPG[/caption]
Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı koordinesinde, Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ve Fen İşleri Daire Başkanlığı’nın katılımıyla, Süleyman Demirel Bulvarı’nda peyzaj, kaldırım, göbek ve kavşaklarda düzenleme, budama, çim biçilmesi, aydınlatma ile yabani bitkilerin sardığı yol kenarındaki boş alanlarda temizlik yapıldı. Ayrıca yol boyunca çöp kovası konuldu, banklar yenilendi…
Çalışma yapılan kavşak, bulvar, refüj ve kaldırımlar hem daha kolay kullanılabilir hale getirildi, hem de görsel açıdan estetik bir görünüme kavuştu.
[caption id='attachment_111966' align='aligncenter' width='660'] DCIM100MEDIADJI_0175.JPG[/caption]




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°