ADANA’NIN TÜRKÇESİ
Manşet Haber 23.11.2016 07:45:25 0

ADANA’NIN TÜRKÇESİ

ADANA’NIN TÜRKÇESİ

ADANA(ULUS)--Emekli Türkçe öğretmeni Muzaffer Özen “Adana’nın Türkçesi”ni kitaplaştırdı.
Ordu-Ünye-Çaybaşı Ortaokulu’nda öğretmenlik yaşamına başlayan 66 yaşındaki Muzaffer Özen, aynı okulda müdür yardımcılığının ardından Osmaniye Davutpaşa Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı. Adana 5 Ocak Ortaokulu’nda Müdür olarak görev yapan Muzaffer Özen 1980 ihtilali ile görevinden alınarak İstiklal Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görevlendirildi. Muzaffer Özen öğretmenlik yaşamının ilk evresini 26 yıllık bir çalışmadan sonra İstiklal Ortaokulunda tamamladı. Devletten emekli olduktan sonra 14 yıl Adana Koleji’nde görev yapan Muzaffer Özen, 40 yıllık öğretmenlik yaşamını tamamladıktan sonra “Özlemlik Öyküler-Ekmek Arası” adını verdiği ilk kitabını yayımladı. Türkçe öğretmeni ekim ayında “Adan Türkçesi” adlı inceleme kitabını yayınladı.muzaffer_ozen_adana_turkcesi (1)
“Dil, bir yaratı aracıdır. Sözcükler deyimler, maniler, ninniler, tekerlemeler, atasözleri, masallar, halk hikayeleri, şiirler, romanlar, ağıtlar..birer dil yaratıcısıdır” diyen emekli Türkçe öğretmeni Muzaffer Özen, “Adana ağzı içtenlik kokar, yiğitliği, dayanışmayı, nükteyi anlatır. Adana Türkçesi kitabımda Adana ağzının güzelliklerini anlatmayı hedefledik. İstedik ki Adana ağzı bugün de yaşayan Adanalılarca bilinsin, yaşatılsın. Çünkü inanıyoruz ki toplumlar yarattıkları ve korudukları değerlerle yücelirler.” şeklinde konuştu.
Adana Türkçesi inceleme kitabında”Adanayı çağrıştıran sözcükler” bölümünde Adana Denince neler akla geliyor. İşte yanıtı:
“Adanus, 5 ocak, Sarı Sıcak, Çukurova, Kebap, Taşköprü, Orhan Kemal, Büyük saat, Turunç, Tepebağ,Aşlama, Bağ evleri, Ulu Cami, Yeni Adana Gazetesi, Toros Dağları, Şalgam, Eski Baraj, Yeni Baraj, Kele anam, Hergele yolu, Ocakbaşı, Çobandede, Yazlık sinemalar, Yaşar Kemal, Abidin Dino, Sokum, Balcan, Arasta, Erkek Lisesi, Karşıyaka, Bici bici, Emirgan Çay Bahçesi, Atatürk Parkı, Ulus Parkı, Dilberler sekisi, Çamlık, Hambeles, Sabancılar, Muzaffer İzgü, Banadura, Pavyonlar, Kitapsız, Fatih Terim, Bit Pazarı,Ters kapı hamalları, Melekgirmez, Analı kızlı, Debbe, İnce Cumali, Yılmaz Güney, Asfalt Rıza, Feriştahsız, Zivziv gezmek, Karakuş, Kasım Gülek, Halk Sineması, Gurban olam, Asmaalta Kebapçısı, Kazancılar Çarşısı, Onbaşılar, Kaç kaç, Çehiz serme, Dul avrat çorbası, Demir köprü, Gizik Duran, Fiyaka, Tike, Mestan Hamamı, Kirvelik, Demirspor, Adanaspor, Helke, Yüreğirler, Mısmıl, Tuz Hanı, Milli Mensucat, Güney Sanayi, Papazın Bahçesi, Kara Fatma, İbo Osman, Dikenli İncir, Alsaray Sineması, Erciyes Sineması, Işık sineması, Loğ taşı, Ramazanoğulları, Lokman Hekim, Yılan Kale, Şahmeran, Umut filmi, Adana burması, Şehit Duran, Hilalhan, Karasoku, Aboov, Çarşı hamamı, Manık, Lavgar, Karsambaç, Mahzere,Çıt çıt, Çırçır, Horozdibek, Okat Otobüsler, Demirtaş Ceyhun, Halka tatlı, Köşkerle çarşısı, Fayton, Acet kardeşler, Keçi Nihat, Urup, Seyhanspor, Torosspor, Gülle, Pambık, Ünsal Fikirci, Ayhan Karataş, Füze Selami, Kartal Yaşar, Kale Kapısı, Berikman Pastanesi, Seyhan Nehri, Adana Karası, Bre Babam, Kalekapısı, Ondan kelli, Siptilli, İrişkin, Deli Yücel bey..”
Kitapta “Adana sözcükleriyle kurulan cümleler” bölümünde verilen örneklerden bazıları şöyle:
“Yemek bozulmuştu döktüm, bir tencere yemek araya gitti”
“Allöööş! Kuşlara Bak, ne kadar çok”
“Abooov, çocuğun ayağı zıyptıi düştü”
“Mısmıl mısmıl şu işi bir anlat bakim”
“Hep birden sinemaya dıkıldık, filmi izledik”
“Gadasını aldığım şurda uslu uslu otur”
“Adanalıyık, Allah’ın adamıyık”
“Kırdık, sırdık oğlanı evlendirdik”
“Hayvanları şu duldaya sür”
“Leğençeleri doldurdun mu gız Ayşe!”
“Kekiğnen, salçaylan, bübernen, yağnan avsarlarsan dadından yenmez”
“İki şaplak atarım şimdi sana…”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°