AHURA MAZDA'DAN YANA OLMAK

AHURA MAZDA'DAN YANA OLMAK

İyilik; iyi olma durumudur.
Kötülük; kötü olma durumu, kemlik, şer, zarar verecek davranış veya söz demektir.
İyilik ve kötülük kavramları dünya kuruldu kurulalı var olagelmişler, neredeyse bütün dinler bile bu iki kavram üzerinde şekillenmişlerdir.
Zerdüşt dini,iyilik ve kötülük güçlerinin evrensel savaşı inancına dayanır ve iyilik (Ahura Mazda) ve kötülük tanrısı (Ahriman) olmak üzere çok tanrılıdır. İnsanlara iyilik tanrısından yana olmaları, kötülük tanrısından uzak durmalarını öğütler.
Her insanın görevi, iyilik güçlerinin yanında yer almak ve kötülük güçlerine karşı savaşmaktır. İnsan böyle davranırsa, bu dünyada gönence, ötedünyada ise ölümsüzlüğe kavuşacaktır.
Bir insan iyilik yaptığında bunun sadece kendi hayat kitabında yazılmakla kalmayıp, dünyanın iyiliklerine de iyilik kattığına inanılıyordu.
İyilik Tanrısının tarafına katılmak için; düşünce, söz ve davranışta saflık koşulu vardı. Ayrıca temizlik, merhamet, hayvanlara şefkat, yararlı iş görmek ve iyi yetişmeleri için imkanı olmayanlara yardım etmek gerekiyordu.
Tek tanrılı üç büyük din olan Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet ise bu konuda tıkanmışlardır. Bu dinler kötülüğün sembolü olarak şeytanı göstermişler, kötülük yapan her insanın şeytana uyduğunu ve cehennemde yanacaklarını savlamışlardır.
Bu dinlere göre; Tanrı kadiri mutlaktır.Herşeye muktedirdir ve onun üzerinde güç yoktur. İnsanın daha doğmadan önce kaderinin çizildiğini, hayır ve şerrin Tanrıdan geldiğini iddia ederler. Diğer yandan insanların şeytana uymamasını tembihlerler.
Ömer HAYYAM karşı çıkar bu görüşe:
“Beni özene bezene yaratan kim? Sen! / Ne yapacağımı da yazmışın önceden. / Demek günah işleten de sensin bana: / Öyleyse nedir o cennet cehennem?”
Ve davam eder:
“Var mı dünyada günah işlemeyen söyle; / Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle; / Bana kötü deyip kötülük edeceksen, / Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.”
Benim düşünceme göre ise, salt iyi ya da kötü insan yoktur.Bu iki kavram her insanın özünde vardır. Kimi insanda iyilik, kimi insanda ise kötülük ağır basabilir.
Aslında bütün varlıklarda bir iyi, bir kötü taraf vardır. Ağaçta çürük, demirde pas, vb. Önlem alınmazsa kötülükler bir varlığa musallat olduğunda onu bozar, dağıtır, yok eder.
Bu konuda Mevlana şöyle der: İnsanı öğrendim / Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu / Sonra da her insanın içinde / İyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
İnsanlık öncelikle avcı toplayıcı, sonra tarım ve şimdi de sanayi toplumu aşamalarını sürdürmektedir.
Ve milyonlarca yıl geçmiş olmasına rağmen evrimini, yani toplumsallaşma sürecini tamamlayamamıştır. Yani bugün bile genlerinde kötülük hüküm sürmektedir.
Önemli olan; bu olgunun farkında olarak ve içimizdeki iyiliği, yani iyi olma durumunu geliştirerek kendimizi sürekli olarak iyi insan olma yönünde yetiştirmek, eğitmek olmalıdır.
Toplumsal yaşamda asıl tehlike yönetim erkini elinde tutanlardır.
İçindeki kötülüğü yok edemeyen, denetleyemeyen, frenleyemeyen bir aile reisinin yönettiği ailesine, okul müdürünün öğretmen ve öğrencilere, genel müdürlerin şirket çalışanlarına verdiği zararı bir düşünün.
Ve hepsinden önemlisi ülkedeki yönetim erkini elinde bulunduranların durumudur. Hele hele o ülkede güçler ayrılığı yoksa, ülkedeki yasama, yürütme ve yargı erkinin aynı kişide toplandığını bir düşünün. Vay o ülkenin haline!
Yasama erki, adı üstünde anayasa çerçevesinde, mal mülk değil insan odaklı, toplumsal çıkarları gözeterek yasaları, yani kanunları yapar.
Yürütme erki,bu yasalara uygun olarak ülkeyi yönetir. Kendi keyfi çıkarları için yasalara uymamazlık edemez.
Yargı erki ise her ikisini de yasalar bağlamında denetler. O ülkede hukukun üstünlüğünü sağlamaya çalışır. Çünkü hukukun olmadığı bir ülkede adalet yoktur. Adaletin olmadığı bir ülkede ise yaşanmaz.
Güçler ayrılığı ile kastettiğimiz, bu üç kurum birbirinden bağımsız olmasıdır.
Bu üç kurumu dolaylı ya da dolaysız tek adamın elinde toplarsanız eğer o kişinin iyilik tanrısının yanında olmasını ummaktan, dilemekten başka umarınız kalmamıştır. Yani kendinizi ve koca bir ülkeyi o kişinin insafına terketmiş olursunuz.
Asıl iyilik, her türlü kötülüğü yapmaya muktedir iken, bir şey yapmamaktır.Asıl iyilik, kötülük elinin altındayken, kötülüğe el sürmemek, iyilik yapmaktır.
Peki böyle davranacak kaç insan vardır bu dünyada?
O halde insanlara yapılacak en büyük iyilik, onlara akıllarını kullanmayı öğretmektir. Böyle yaparsanız eğer aklını kullanan insan iyiden, güzelden, dorudan yana olacak, kötülüğe seyirci kalmayacaktır.
Çünkü “dünya, kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir” demiş Einstein.
Ve asıl önemlisi sevmek ve güvenmektir.Güvenin sağlam zemini üzerine sevgiyi inşa eden insandan kötülük değil iyilik görürsünüz.
Sonsöz: “Olmak ya da olmamak” demiş William Shakespeare. Bakış açınız Ahura Mazda’dan yana mı Ahriman’dan yana mı olmaktır?
Karar sizin.
09 Mayıs 2018.
Mahmut TEBERİK

Mahmut TEBERİK

14.05.2018 23:32:35

YAZARLAR


YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI