AKILLI TARIM SEFERBERLİĞİ
EKONOMİ 13.07.2018 11:41:25 0

AKILLI TARIM SEFERBERLİĞİ

AKILLI TARIM SEFERBERLİĞİ

OYAK Grubu şirketlerinden Hektaş, çiftçileri geleceğe hazırlama, milli tarımı güçlendirme ve dünyayla rekabeti artırma hedefiyle ‘Hektaş ile Akıllı Tarım Yollarda’ projesini başlattı. Proje kapsamında hazırlanan özel TIR ile 19 şehirde 30 ilçeye gidilerek akıllı tarım uzmanlarının çiftçilerle biraraya gelmesi sağlanacak. Akıllı tarım uygulamalarının ve geleceğin tarım teknolojilerinin gösterileceği TIR ile toplam 5200 kilometre yol yapılarak 10 binden fazla çiftçiye ulaşması planlanan projeye çocuklar da dahil edilecek ve çeşitli atölyeler düzenlenerek çocukların tarımla ilişki kurması sağlanacak.
16 Temmuz Pazar günü Sakarya’da Geyveli çiftçilerle buluşacak olan akıllı tarım TIR’ı, 17-18-19 Temmuz’da Bursa’da olacak ve ardından Ege Bölgesi’ne geçecek. Çiftlik simülasyonu, drone kullanımı, uzaktan kumandalı tarım makinaları, iyi tarım uygulamaları eğitimi gibi içeriklerin yanı sıra çocuklara yönelik atölyeler düzenlenecek ve etkinlik sonrası Akıllı Çocuk dergisi ve çeşitli hediyeler dağıtılacak.
“TARIM 4.0 ZAMANI”
Hektaş Genel Müdürü Levent Ortakçıer, “Ar-Ge yatırımlarımız kapsamında üniversitelerimizle iş birliklerine ağırlık veriyoruz. Ankara Üniversitesi’nin ardından Gebze Teknik Üniversitesi ile de iş birliği yaptık. OYAK’ın Ar-Ge stratejileri ve teşvikleriyle tarımsal girdinin her alanında üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye odaklandık. Bu kapsamda dışa bağımlılığın azaldığı, iç talebi kendi kendimize karşıladığımız, çiftçimizin güçlendiği bir ülke hayalimiz var. Zira vatanımızın bereketli topraklarına ve bu toprakları süren çiftçilerimize inanıyor, hayallerin de ancak çalışarak gerçeğe dönüşeceğini biliyoruz” dedi. Bir yandan Ar-Ge merkezinde mühendislerinin yeni ürünler geliştirmek için çalıştığını, bir yandan da saha ekibinin üreticilerin güncel tarım uygulamalarına hakim olması için uğraştığını belirten Ortakçıer, şunları söyledi: “Şimdi de, 62 yıldır süren çabasıyla sektörün yerli lideri konumundaki Hektaş olarak üzerinde uzun zamandır çalıştığımız bu projeyi hayata geçirmenin gururunu yaşıyor, çiftçilerimizin tarım teknolojileriyle ilişki kurmasını sağlamak ve onları donatmak amacıyla yola çıkıyoruz.”
Milli tarım hedefine ulaşmak için tarım teknolojilerini çiftçilere ulaştırmak gerektiğini belirten Ortakçıer, “Bir OYAK Grubu şirketi olarak yenilikçilik bizim en önemli özelliğimiz. Grubumuzun günceli takip eden stratejileri doğrultusunda, tarım alanında üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz. İstikrarlı bir üretim için teknolojiyi kullanmak, sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçirmek gerekiyor. Hem çiftçinin hem de ülke ekonomisinin kazandığı bir tarım sistemi için güncel teknolojileri uygulamak zorundayız. Artık ‘tarım 4.0’ zamanı” diye konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°