ALADAĞ’DA ÖĞRENCİLERİNE GİYİM YARDIMI
Manşet Haber 22.02.2018 16:39:26 0

ALADAĞ’DA ÖĞRENCİLERİNE GİYİM YARDIMI

ALADAĞ’DA ÖĞRENCİLERİNE GİYİM YARDIMI

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Aladağ’da ilköğretim okulu öğrencilerine yardım elini uzattı. Çukurova Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, Aladağ Kıcak Şehit Arif Mamış İlköğretim Okuluna giderek 120 öğrenciye kıyafet yardımında bulundu. İhtiyaç sahibi öğrencilerin her zaman yanında olduklarını ifade eden Çetin, “Geleceğimizin garantisi çocuklarımızın hayatlarına değer katmayı, onlara hayallerinin peşinden gidebilmeleri için umut veren adımları hayata geçirmeyi çok önemsiyoruz. Onların hayatlarını kolaylaştıracak, onlara umut verecek bir dokunuşta bulunmanın yarattığı manevi değer ise bizim için ölçülemez. Eğitime olan katkılarımız da artarak devam edecektir” dedi.
Çukurova Belediyesi yetkilileri Özel Mektebim Okulu öğrencileri ile birlikte Aladağ Kıcak Şehit Arif Mamış İlköğretim Okulu’na giderek eğitim gören ihtiyaç sahibi 120 öğrenciye giyim yardımı yaptı. Çukurova Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü personeli ve Mektebim öğrencileri içerisinde mont, kazak, eldiven, atkı gibi giyim ihtiyaçlarını çocuklara dağıttı. Yapılan yardım nedeniyle sevinçleri yüzlerinden okunan çocuklar yetkililere teşekkür etti.
Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında dar gelirli öğrencilere yönelik yardımlarının sürdüğünü söyleyen Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Aladağ’da köy okulunda okuyan 120 ihtiyaç sahibi öğrenciye giyim yardımı yapıldı. Mektebim Okulları ile birlikte destek verdiğimiz çocuklarımıza yapılan yardım çocuklarımızı çok mutlu etti. Gıda Bankası ve Hayır Çarşısından ihtiyaç sahibi insanlara yardımlar düzenli olarak yapılıyor. Zor durumdaki ihtiyaç sahibi yoksul vatandaşların da ev eşyalarını evlerine kadar teslim ediyoruz. Belediyemiz her zaman ihtiyaç sahiplerinin yanında olmaya devam edecektir” dedi. Göreve geldiği günden bu yana ihtiyaç sahibi öğrencilerin her zaman yanında olduklarını ve eğitime katkıyı çok önemsediklerini ifade eden Çetin, “Çukurova’nın Filizleri' projemizle, ihtiyaç sahibi öğrencilerle yardımseverler arasında köprü görevi oluşturduk. Geleceğimizin garantisi çocuklarımızın hayatlarına değer katmayı, onlara hayallerinin peşinden gidebilmeleri için umut veren adımları hayata geçirmeyi çok önemsiyoruz. Onların hayatlarını kolaylaştıracak, onlara umut verecek bir dokunuşta bulunmanın yarattığı manevi değer ise bizim için ölçülemez. Eğitime olan katkılarımız da artarak devam edecektir” diye konuştu.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°