“AMERİKAN, YUNAN ÇİFTÇİSİ KAZANIYOR!”
Manşet Haber 6.11.2019 10:11:41 0

“AMERİKAN, YUNAN ÇİFTÇİSİ KAZANIYOR!”

“AMERİKAN, YUNAN ÇİFTÇİSİ KAZANIYOR!”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, pamuk üretim alanlarında bu yıl fiyat ve verimin düşük olmasının yanı sıra girdi maliyetlerinin artması, prim desteğinin yetersizliği, mazot ve gübre desteğinin zamanında verilmemesi nedeniyle çiftçinin büyük bir yara aldığını kaydetti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak pamuk üreticisinin feryadını dile getiren Dr. Şevkin, Türkiye’nin yıllık pamuk ihtiyacının 1 milyon 600 bin ton civarında olduğunu, aşırı yağışların Çukurova, Aydın ve Şanlıurfa başta olmak üzere pamuk ekimi yapılan diğer kentlerde de dönüm başına yüzde 30’a varan verim kaybına neden olduğunu söyledi.
2018 yılında 900 bin ton üretim gerçekleşen pamukta bu yılki üretimin 700 bin ton olarak tahmin edildiğini vurgulayan Dr. Şevkin, “Bu gerçekler gösteriyor ki; ülkemizin pamuk açığı 900 bin ton olmuştur. Bu olumsuzluk da ithalatın hangi boyutlara ulaşacağının açık göstergesidir” dedi.
“YABANCI ÇİFTÇİ KAZANIYOR!”
Rekolte ve fiyat düşüklüğüne ek olarak 1 Lira 50 Kuruş olarak beklenen prim destek miktarının da geçen yılla aynı seviyede, yani 80 Kuruş olarak açıklanmasının da çiftçide büyük bir hayal kırıklığına neden olduğunu söyleyen Dr. Şevkin, “Üretici haklı olarak feryat figana sürüklenmiştir. Açıklanan yetersiz prim ile birlikte mazot ve gübre destekleri zamanında ödenmeli, en azından çiftçinin bu beklentisi karşılanmalıdır. Aksi halde gelecek yıl pamuk üretimi daha çok gerileyecek ve kendi çiftçimiz yerine Amerikan, Yunan çiftçisi, yabancı çiftçi kazanmaya devam edecektir” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°