ARTIK MESLEKLERİ ELLERİNDE
Manşet Haber 31.10.2019 18:27:49 0

ARTIK MESLEKLERİ ELLERİNDE

ARTIK MESLEKLERİ ELLERİNDE

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile Adana Kamu Müteahhitleri Derneğinin (AKAMDER) “Artık Mesleğim Elimde” sloganıyla düzenlediği “İş Makinesi Operatörlüğü” kursunu başarıyla tamamlayan denetimli serbestlik yükümlüleri, sertifikalarını alarak meslek sahibi oldular.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün de desteklediği proje kapsamında yükümlülere, 3 ay boyunca kazma, yükleme ve tesviye konularında hem teorik hem de uygulamalı eğitim verildi. Kurs sonunda, yazılı ve uygulamalı sınavları başarıyla geçerek Milli Eğitim Bakanlığı onaylı “İş Makinesi Operatörlüğü” sertifikasını almaya hak kazanan 11 denetimli serbestlik yükümlüsü, inşaattan ormancılığa, petrolden madenciliğe pek çok sektörde ihtiyaç duyulan gözde bir mesleğin de sahibi oldu.
Sertifika töreninde konuşan Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, çağdaş ceza infaz sistemlerinin, suç işleyerek ceza almış kişilerin cezasının infazı sürecinde eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine büyük önem verdiğini belirterek, bu anlamda ülkemizdeki gerek ceza infaz kurumlarının gerekse 2005 yılından sonra faaliyete başlayan ve hızla büyüyüp gelişen denetimli serbestlik müdürlüklerinin oldukça güzel çalışmalara imza attığını ifade etti.
“PROJEYİ ÇOK ÖNEMSİYORUM”
Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve kentin güçlü sivil toplum kuruluşlarından Adana Kamu Müteahhitleri Derneği iş birliği ile hayata geçirilen projeyi de çok önemsediğini vurgulayan Yurdagül, “Ülkemizin en önemli sorunlarından biri işsizlik. Bir yanda ‘ne iş olsa yaparım( diyen, başka bir deyimle aslında hiçbir alanda uzmanlaşmamış çok sayıda üniversite mezunu işsiz varken, öte yanda da üretim ve diğer faaliyetlerinde nitelikli ara insan gücü ihtiyacı olan sanayicilerimiz ve işadamlarımız bulunmaktadır. Bugünkü proje, bir yandan projeye dahil olan denetimli serbestlik yükümlülerinin asgari ücretin oldukça üzerinde gelir elde edebilecekleri bir mesleğe sahip olmalarını sağladığı gibi, öte yandan sanayici ve işadamlarımızın nitelikli insan gücü ihtiyacına da bir nebze olsun katkı sunmaktadır. Zaten eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinde temel amaç da faaliyetin sonunda bu tip yararlı sonuçlar elde etmek olmalıdır” ifadelerini kullandı.
KATKI SUNANLARA TEŞEKKÜR
Sertifika alan denetimli serbestlik yükümlülerini başarılarından dolayı kutladığını kaydeden Başsavcı Yurdagül, “Projeye desteklerinden dolayı başta AKAMDER Başkanı Mustafa Karslıoğlu olmak üzere, Kızıler İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uğur Kızıler’e, proje için eğitim alanını ve iş makinelerini seferber eden Can Yıkımcılık sahibi Seyfettin Can’a, Erkan Eğitim Kurumları’na, Ceza İnfaz Kurumlarından Sorumlu Cumhuriyet Savcımız Necati Kazak’a ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğümüz çalışanlarına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
AKAMDER Başkanı Mustafa Karslıoğlu da, sertifikasını alan yükümlülerin bundan sonra inşaat sektöründe rahatlıkla iş bulabileceğini belirtti. Yükümlülere seslenen Karslıoğlu, “Kıymetli operatörler, geçmişte yaşadıklarınız geride kalmıştır. Görüyorsunuz ki devlet büyüklerimiz her vatandaşını düşünerek sizin de topluma, kendinize, ailenize ve devletinize yararlı bir fert olmanız gayreti içerisindedir. Devletiniz, elinizdeki sertifikalarınız ile size yeni bir yol açmıştır. Bunun kıymetini bilin” diye konuştu.
Kızıler İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uğur Kızıler ise, inşaat sektöründe iş makinesi operatörü sıkıntısı yaşandığının altını çizerek, bu tür organizasyonların sürekli olmasını temenni ettiğini vurguladı.
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, konuşmaların ardından, projeye katkılarından dolayı Mustafa Uğur Kızıler, Mustafa Karslıoğlu ve Seyfettin Can’a plaket verdi.
11 YÜKÜMLÜ OPERATÖR OLDU
Daha sonra, kursu başarıyla tamamlayan 11 denetimli serbestlik yükümlüsüne, Başsavcı Yurdagül, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Türkiye Kızılay Derneği Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı, AKAMDER Başkanı Mustafa Karslıoğlu, ASKON Şube Başkanı Recep Çalışkan, Ceza İnfaz Kurumlarından Sorumlu Cumhuriyet Savcısı Necati Kazak ve Hürriyet Gazetesi Adana Bölge Temsilcisi Erdal Fernergiz tarafından sertifikaları verildi. Tören sonunda bir yükümlü, iş makinesi ile davetlilere kısa bir gösteri sundu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°