“AVUKATLIK BİLGİYİ YENİLEMEYİ GEREKTİREN BİR MESLEKTİR”
Manşet Haber 22.05.2019 20:31:12 0

“AVUKATLIK BİLGİYİ YENİLEMEYİ GEREKTİREN BİR MESLEKTİR”

“AVUKATLIK BİLGİYİ YENİLEMEYİ GEREKTİREN BİR MESLEKTİR”

Adana’da 2018-2019 Staj Eğitim Dönemi tamamlandı.

Reşatbey Mahallesi’ndeki Staj Eğitim Merkezimizdeki eğitim çalışmasında Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Genel Sekreter Av. Semih Gökayaz, Staj Komisyonu Başkan Yardımcısı Av. Dr. Ali Volkan Özgüven, Komisyon Üyeleri ve Grup Sorumluları Av. Erkan Çetin ve Av. Hasan Alkan sunum yaptı.

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, toplumun sadece bir avukat aramak değil nitelikli avukat aradığını ve hizmetin gerektiği gibi yapılmasını ciddi olarak gözettiğini vurguladı. Küçük, geleceğin avukatları açısından bunun temel çıktısının uzmanlaşma, güncel unsurlara ve teknolojiye uyum olduğunu belirterek, “Avukatlık ‘bilgiye aç’ bir meslektir. Yarın yapılacak son eğitim sizi yanıltmasın bilgilerinizi her daim diri tutmak zorundasınız. Mesleğimiz her geçen gün gelişmektedir ve yeniliklere açıktır. Bir başka önemli nokta da meslekte uzmanlaşma zorunluluğudur. Bu nedenle stajyer avukatlarımızın belli bir alanda uzmanlaşmaları için kariyer planlaması yapmaları gerekmektedir” diye konuştu. 

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, spordan kültür sanata bir çok alanda faaliyet gösteren geniş bir yelpazesi olan bir kurum olarak, hukukun ve insan yaşamının olduğu her alanda olmaya devam edeceklerini ifade etti.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°