AYAKKABINIZI PARMAK UZUNLUĞUNUZA GÖRE SEÇİN!
Manşet Haber 13.12.2018 11:43:25 0

AYAKKABINIZI PARMAK UZUNLUĞUNUZA GÖRE SEÇİN!

AYAKKABINIZI PARMAK UZUNLUĞUNUZA GÖRE SEÇİN!






AĞRININ
NEDENİ YANLIŞ AYAKKABI NUMARASI MI?





Kışlık
ayakkabı seçimine dikkat! Kalın çorap giyineceğiniz için ayakkabınız dar
olmasın, numarayı da ayak parmaklarınızın uzunluğuna göre tercih edin. VM
Medical Park Pendik Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman
Rodop aksi halde tendonların zarar görerek, bel ve bacakta ağrı yapabileceğini
söyledi.





Ayakkabı
alırken ekonomik olmasından ziyade ergonomik olup olmadığına dikkat etmek
gerekir. Yanlış ayakkabı seçimi sırt ve bel ağrısından kireçlenmeye, topuk ve
bacak tendonlarının zarar görmesine kadar birçok soruna yol açabilir. VM
Medical Park Pendik Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman
Rodop, “Ayakkabınızı, ayak parmaklarınızın uzunluğuna ve şekline göre
seçmelisiniz. Dar burunlu ayakkabı, parmak tendonlarını zedeleyebilir.
Ayakkabıların burun kısmı yuvarlak ve geniş olmalı, parmaklar rahat hareket
edebilmeli. Taban dolgusu uygun olmayan ayakkabılar ile ayağın tabanındaki
topuktan parmaklara uzanan tendonlar gereksiz olarak gerilir. Ayrıca topuk yüksekliğine
bağlı olarak aşil tendonunun aşırı gerilmesi ya da sıkışması da tekrarlayıcı
zedelenmeyle, hasarlanmaya neden olabilir” dedi.





UYKULARINIZI
BİLE KAÇIRABİLİR





Tendon
hasarı önceleri belirsiz zaman aralıkları ile tam tarif edilemeyen hareketlerle
oluşan hassasiyetler olarak kendini belli eder. Zamanla hassasiyet oluş zamanı,
etkileyen hareketlerin şekli ve rahatsızlığın belirli noktalarda ağrıya
dönüşmesi ile belirginleşir. Aynı aktivitenin yapılmaya devam edilmesi ile
şikâyetlerin sıklık ve şiddeti artış gösterir. Hatta harekette ısrarcı olunması
ya da uygun tedavi uygulanmaması durumunda günlük aktiviteleri kısıtlayacak
düzeyde şiddetlenir. Hasarlanma arttıkça istirahat sırasında da şikâyetler
rahatsızlık vermeye başlar. Zamanla uyku bozukluklarına ve sabah ilk harekete
başlamada zorluk oluşturan sertliklere neden olabilir. Travmanın devam etmesi
ile vücudun hasarı onarmak için oluşturduğu tepkiler artacağı için hasarlanan
bölgede hassasiyet, kızarıklık, sıcaklık artışı ve şişlik gibi belirtiler belirginleşmeye
başlar. Daha uzun süreli travma ya da tedavisiz kalan olgularda tendon
elastikiyetinde azalma, hareket sırasında kıtırtı şeklinde sesler de duyulmaya
başlayabilir.





SICAK
DEĞİL, SOĞUKLA TEDAVİ EDİLİYOR





Tedaviye
öncelikle hasarlanmanın nedenini ortadan kaldırarak başlamak gerekir. Bunun
için şikâyetlerin vücudun neresinde, ne zaman, hangi hareketler ile ortaya
çıktığını belirlemek gerekir. Rahatsızlık yaratan duruş, oturuş, sportif
aktiviteler düzenlenmeli, irrite edici uyarılar giderilmelidir. Sebep
giderildikten sonra rahatsızlık bölgesindeki sıvı birikimi ile ortaya çıkan
sıkışma ve gerilmeleri rahatlatabilmek için soğuk uygulama yapılmalıdır. Soğuk
uygulamada sert ve donuk kalıplar yerine yumuşak ve donuk olmayan sıvı
malzemeleri kullanmak (naylon torba içinde buzdolabının sebzelik kısmında
soğutulmuş su vb.) daha uygun olur. Çünkü sert kalıplar doku şekline tam uyum
sağlayamadığı gibi buz kalıplarının uzun süre aynı noktaya uygulanması ile
ciltte soğuk yanıkları oluşabilir. Soğuk uygulamayı ilk günlerde 2-3 saat
aralarla ve kullanılan soğutucunun sıcaklığı ile vücut sıcaklığı aynı seviyeye
gelene kadar yapabiliriz.





BİLGİSAYAR
KULLANIRKEN KOLTUĞUNUZU YÜKSELTİN





İyileşme
sürecinde doktor kontrolü ile hasarlanan bölgedeki alevlenmeyi gidermek ve
ağrıları azaltmak amacı ile ağrı kesici/ şişlik giderici grubundan bir ilaç,
ağrının çok şiddetli ya da uzun süreli olduğu durumlarda ise hareketleri
kısıtlamak ve istirahat amaçlı ortopedik atel/destek cihazları tedaviye
eklenebilir. Tedaviyi sonlandırmak ya da aktivitelere başlamak için çok acele
etmemek, tedavi sürecinde sabırlı davranmak gerekir. Dokular normal yapısına
kavuşmadan tekrar aynı etkenlerin devreye girmesiyle daha şiddetli
hasarlanmalar ortaya çıkabilir. Rahatsızlığa neden olan faktör mesleğimiz ya da
sportif aktivitelerimiz olabilir. Bu durumlarda özellikle güncel olarak
bilgisayar kullanırken oturuş pozisyonumuzu, koltuğun yüksekliğini
ayarlamalıyız. El bileğinde oluşan aşırı kullanıma bağlı ağrılarda silikon yastıklar
ya da dik kullanımlı fareler (vertical mouse) tedavide yardımcı olabilir. Alçak
yerlerde uzun süreli diz çökerek yapılan işlerde oturarak işimizi yapabilmemiz
için küçük tabureler kullanılabilir. Omuz bölgesindeki rahatsızlıkların nedeni
kolumuzun sürekli baş hizamızın üzerine kaldırılmasından kaynaklanıyorsa
merdiven gibi yükselticiler tekrarlayıcı travmadan korunmaya yardımcı
olacaktır.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°