BALZAC

BALZAC






1799’da Fransa’da doğdu. Babası bir devlet memuruydu,  Annesi Paris’in seçkin bir ailesine mensup ve babasından 31 yaş küçüktü





Şefkatsiz bir kadındı. Doğumunun hemen ardından onu bir jandarmanın karısına teslim etti. Hastalandığında başucunda bekleyen bir annesi hiç olmadı. “Benim hiçbir zaman bir annem olmadı. Hayatımdaki tüm kötülüklerin sebebi annemdir,”demişti.





8 yaşındayken başladığı,ve papazların yönettiği bir okulda, 6 yıl öğrenim gördü.  Ailesi Napolyon’un devrilmesinin ardından Paris’e taşındı.  Babasının zoruyla hukuk öğrenimi görmeye ve bir noterin yanında çalışmaya başladı. Ama onun başka hayalleri vardı. 





Maddi sıkıntılar nedeniyle Paris yakınlarında bir kasabaya taşındılar Tavan arasında  küçükbir odada durmadan  yazmaya verdi kendini. İlk ciddi çalışması bir tiyatro oyunu oldu.Konusu ailevi yaraları ve neden bu kadar karamsar olduğunun belgesi idi.Eser başarılı olamadı. Romana yöneldi. Maddi sıkıntılar içindeydi. Bir yayınevi açtı ama batırdı.





Hayatı boyunca iki şeyin peşinden koştu: Zengin kadın ve şöhret. Doyumsuzdu.  Eserlerindeki çeşitliliği, aşk hayatında da gösteriyordu. 28 yaşındayken, 45 yaşındaki MadameLaure de Berny ile tanıştı ve 15 yıl sürecek ihtiraslı bir aşk başladı MadameBerny onun ilk aşk deneyimiydi ve hayatını hem maddi, hem manevi olarak tamamen değiştirdi. Bütün borçlarını ödemişti.





Hayatına giren kadınlar sayesindebüyük sıkıntılar çekmedi. Vadideki Zambak’ta işlenen orta yaşlı, zengin kadın belki de Madam Berny idi.





MadameBerny ile ilişkisi devam ederken, araya Düşes d’Abrantes ile de bir flört sıkıştırdı.Kadın yine kendinden yaşlıydı.  Düşesle tanışır tanışmaz ona sahip olmayı aklına koymuş, aklına koyduğunu da yapmıştı. Düşes de hem sevgilisi, hem de finansörü oldu..





Son derece itici ve pis bir görüntüsü olmasına rağmen kadınlar tarafından fazlasıyla isteniyordu. Ona hiçbir kadın “hayır” diyemedi.Ta ki, Fransa’nın en güzel aristokratlarından Marquise de Castries ile karşılaşıncaya kadar.





Marquise, “Balzac’ın dış görüntüsündeki iticiliğe katlanamayan kadın” olarak Balzac’ın tarihine geçen ilk isimdi ama Balzac da intikamını“La Duchesse de Langeais” adlı romanda, Marquise’i rezil ederek aldı. Aşk hayatı her zaman hareketli oldu.İhtiras dolu ilişkileri ruhunubesliyordu.





Günde en az 17-18 saat çalışıyor,  çalıştığı süre de durmadan kahve içiyordu. Hatta  kahve içmeden yazamayacağına inanıyordu. Ayrıca yemeğe de düşkündü. Oburluk derecesinde  yemek yemesi, birden fazla kadınla ilişki yaşaması, hijyeni hiç önemsememesi, vücudunun pis kokması en itici yönleriydi. Ama konuşmaya başladığı anda bir yıldıza dönüşüyor, kadınlar için dayanılmaz oluyordu.





21 yıl boyunca eşi benzeri görülmemiş bir üretkenlikle yazmaya devam etti. 92 roman yazdı.  1850 yılının bir Ağustos gününde, yüksek dozda tükettiği kahvenin kalbine verdiği ağırlığa dayanamadı ve hayata veda etti.





Şizofrenik bir hayatı olmuştu. Ölmek üzereyken tedavisi için  İnsanlık Komedisi’nde kendi yaratmış olduğu karakter, Dr. Horace Bianchon’u çağırmıştı.





NASIL BİR ALEMDE YAŞIYORDU ACABA?





  • BAZEN BÜYÜK BAŞARILAR,İNSANLARI DÜNYA GERÇEKLERİNDEN UZAKLAŞTIRIYOR, GALİBA.


İfral TURGUT

29.05.2020 15:09:19

YAZARLAR


YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI