BAŞ, 1 NİSAN’DA ATO SEÇİMLERİNDE ADAY
Manşet Haber 21.02.2018 17:48:17 0

BAŞ, 1 NİSAN’DA ATO SEÇİMLERİNDE ADAY

BAŞ, 1 NİSAN’DA ATO SEÇİMLERİNDE ADAY

Adana Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanlığını 2001-2011 yılları arasında 10 yıl süreyle sürdüren Şaban Baş, 1 Nisan 2018 tarihinde yapılacak olan ATO seçimlerinde Başkanlığa aday olacağını yineledi.
Baş, ATO Yönetim Kurulunun 1 Nisan tarihinde komite ve meclis üyelerinin seçimi yapmak için prensip kararı aldığını, başka kimselerin aday olmaması için duyurmadıklarını ve gizli çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek 'Baskın bir seçim yapmak istiyorlar. Ama biz bu entrikayı boşa çıkartacağız' dedi.
ATO Başkan Adayı Şaban Baş, AŞ’lerin genel kurullarında bakanlık temsilcisi bulundurma zorunluluğu getirildiğini, ancak bunu kaldırılması için odaların bir girişimde bulunmadığını hatırlatarak, göreve başlar başlamaz bunun kaldırılması için çalışmalar başlatacaklarını kaydetti. Buna benzer sorunları iş âleminin önünü tıkadığını vurgulayan Baş, 'Hükümetimizle ortak çalışmalar yürüteceğiz. Çok somut projelerimizle geliyoruz. Daha önce bazı projelerimi kamuoyu ile paylaşmıştım. Yeni projelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz' diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°