BİR ANNENİN MUTLULUĞU!
Manşet Haber 24.05.2020 00:59:16 0

BİR ANNENİN MUTLULUĞU!

BİR ANNENİN MUTLULUĞU!






Kimi çok yoksul, kimi orta halli insanların yaşadığı bir mahallede oturan üç çocuklu ailenin maddi durumu çok kötüydü. Ev kirası vermemek için, evi olan yaşlı bir karı-kocaya bakıyor, kendileri de orada barınıyorlardı.





Ramazan Bayramı öncesiydi, çocuklarıyla birlikte sığındıkları evde zar zor geçinirken, bir de bayramlık alma derdi çıkmıştı başlarına.
Hiçbir çocuğa tam olarak yeni kıyafetler alamadılar. Kimine pantolon, kimine gömlek, kimine de ayakkabı. Maksat hepsinin gönlü hoş olsun. Ama hiç birininki hoş olmadı.





Çünkü yeni pantolonun altına eski ayakkabı, yeni gömleğe eski pantolon, eski pantolona yeni ayakkabı uymuyordu, sırıtıyordu.
Çocuklardan en çok da sekiz yaşındaki Kamil üzüldü bu duruma. Ona pantolon alınmıştı. Gömleği pek eski sayılmazdı ama ayakkabısı yırtık pırtıktı. Bu yüzden annesine bayramlık pantolonunu giymek istemediğini, hatta evden dışarıya bile çıkmayacağını söyledi.
O, bir de yeni ayakkabısı olsun istiyordu. Bu yüzden akşam yemek bile yemeden erkenden uyudu.





Oysa annesi, yeni pantolonun altına bir de siyah ya da kahverengi bir ayakkabı alabilseydi, arkadaşlarına ne çaka satardı.
Ama 'paramız yok oğlum' demişti.





Arkadaşlarına, anne-babaları kim bilir ne hediyeler, ne kadar güzel kıyafetler almıştı. Onların yanında boynu bükük kalmak istemiyordu. Zaten o yırtık pırtık ayakkabılarıyla da dalga geçiyorlardı, sokakta oynarken. Bu yüzden canı sokağa bile çıkmak istemiyordu.





Annesi, onun bu haline çok üzülmüştü ama elinden bir şey gelmiyordu. Gerçekten de oğluna yeni bir ayakkabı alacak paraları yoktu. Komşularının yardımı olmasa geçinmeleri çok zordu.





O uyuduktan biraz sonra evlerinin kapı zili çaldı. Kapıyı Kamil'in iki yaş büyük ablası Buse açtı. Gelen komşuları Elif Hanımdı. Buse, Elif Hanımı içeriye buyur etti ama Elif Hanım girmedi, annesini çağırmasını istedi. Buse içeriye geçti, ardından annesi geldi kapıya. Elif Hanım, iyi akşamlar dedikten sonra,





“Yarın bayram, belki bir yerlere gidersiniz, ya da biz evde olmayız. Ben şimdiden bayramınızı kutlamak istedim”, dedi. Kadının elini sıkıp, yanaklarından öperken, avucuna da bir miktar para bıraktı,





“Lütfen bunu da kabul edin, dinimizin gereği, fitremiz”, dedi.





Kadın, Elif Hanımın gözlerine baktı, teşekkür etti,





“Sağ olun, Allah sizden razı olsun”, dedi.





Üç kişilik ailesinin fitresinin üzerine bir miktar daha ekleyerek komşusuna destek olmaya çalışan Elif Hanım, tekrar iyi akşamlar dileyip, evine döndü.





Bir, iki saat kadar sonra bu kez Elif Hanımların evinin kapı zili çaldı. Kapıyı Elif Hanım açtı. Karşısında fitre verdiği komşu kadını görünce şaşırdı.





“Buyurun, bir şey mi oldu yoksa?”, diye sordu.





Kadın mahcup bir tavırla,





“Rahatsız ettim kusura bakmayın, kötü bir şey yok”, dedikten sonra, elindeki poşetten bir çocuk ayakkabısı çıkarıp, gösterdi,





“Allah sizden razı olsun. Verdiğiniz parayla, oğlum Kamil'in istediği ayakkabıyı aldım. Paramız yoktu, alamamıştım, bu yüzden üzülerek uyumuştu. Şimdi bunları yatağının yanına koyacağım, sabah uyanınca görsün, sevinsin”, dedi.





Elif Hanımın boğazına bir şey tıkanmış gibi oldu, yutkunmak istedi, yapamadı, gözleri doldu. Bakışlarını kaçırarak,





'Hiç önemli değil. Allah sizden de razı olsun. Keşke daha fazla yardım yapabilseydim' dedi.





Kadın, tekrar teşekkür edip, ayrıldı.





Elif Hanım, uyumakta olan Kamil'i hayal etti, sabah yatağından kalkıp, yeni ayakkabılarını görünce yaşayacağı sevinci düşündü, gülümsedi. Aynı yaştaki oğlunun odasına geçip, uzun uzun seyretti, kimbilir aklından neler geçirdi, sonra eğilip, yanağından öptü...





Kamil, yeni pantolonunun altına çektiği gıcır gıcır ayakkabılarla bayram sabahı el öpme turuna çıkmıştı.





İlk uğradığı yer, Elif Hanımların evi oldu.





Annesi, Kamil’e, “Elif teyzen seni çok seviyor. İlk önce onun elini öp” diyerek, yönlendirmişti.





Elif Hanım, elini öpüp, bayramlaşan Kamil’in avucuna birkaç tane bayram şekeri ile harçlığını bırakırken, oğluna karşı duyduğu aynı sevgi ve sıcaklığı hissetti.





Tuncay DAĞLI /Ali'nin Gemileri -çocuk öyküleri kitabından..







Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 14.2°