BOŞ GAZETE YAPARSIN, PARA VERİP ALIRLAR
Manşet Haber 23.05.2017 01:52:37 0

BOŞ GAZETE YAPARSIN, PARA VERİP ALIRLAR

BOŞ GAZETE YAPARSIN, PARA VERİP ALIRLAR


Süleyman Yalçın, SÖZCÜ Gazetesi'nin baskıları protesto amaçlı boş çıkmasını yazdı.


Bazen satmıyor diye yırtınırsın, ama neden diye sormazsın.
öyle ya;
sorsan neyle karşılacağını bilirsinde ondan.
Boşuna dememişler 'ne verdinki, yüzüne sıvayım'.
işte bazen hayatta dik durmanın karşılığını alırsın.
herkes bazen kendi söyleyemediğini başkası söyledimi ona takılır.
yada;
namusuyla yazan, 'kıç yalamadan' işini yapanlardan olduğun için boş gazeteye para verip alırlar.
Boş dedimde, aslında o kadar çok şey anlattıki sözcü o sayısında, her şeyi yazsan bu kadar ses getirmezdi!...
Demek oluyorki, anlatmak istediğin sadece gazete parçasından ibaret değilmiş, önemli olan istediğini kağıda değil, milletin vicdanına yazmakmış mesele.
hep diyoruz ya;
'kalemini satan kendini satar', önemli olan yaptığın mesleğin namusunu düşünerek yazmak.
sozcu_ziyaret * * *
Yılmaz Özdil'in dediği gibi yazacak gazete bulamazsan bile Boya alır, duvara yazar, peçeteye yazar, ağaçlara yazar, kuşun kanadına yazar, süslü kağıttan ibaret olmasada haberi mutlaka orada bile okuyacak bir okur bulur.
işte sözcü gazetesinin o boş gazetesi her zamankinden daha çok satmasının sebebi budur, işini namusu ile yapmaya çalışanların alın teridir, kıçını egemenlere dayamayanların ayakta kalma mücadelesidir o.
hala ülkenin gazetecilik adına aydınlık günlere kavuşacağı düşüncesidir ki, o yüzden o gün beyaz kağıt üzerine boş çıkmıştır.
Her ne kadar kırık kalpler çok olsada ülkede, motorları maviliklere sürme zamanıdır.
o gün belki boş bir kağıda bir lira verdim param boşa gitti diyenler için, o kağıtta özgürlüğü için dik durmayı, biyat etmemeyi gösteren insanların düşüncelerini bir liraya satın aldınız , çokmu pahalı sizce?


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°