BU İLACI KULLANAN ERKEKLERİN ÇOCUĞU OLMAYABİLİR
GÜNCEL 15.01.2018 13:18:52 0

BU İLACI KULLANAN ERKEKLERİN ÇOCUĞU OLMAYABİLİR

BU İLACI KULLANAN ERKEKLERİN ÇOCUĞU OLMAYABİLİR

Gripten romatizmaya, fibromiyaljiden spor yaralanmalarına kadar çok geniş bir alanda kullanılan ağrı kesici ‘ibuprofen’in, dikkatsiz ve bilinçsiz kullanımının, sperm üretimini bozarak üreme kapasitesini olumsuz etkilediği ortaya çıktı.
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, erkekleri yakından ilgilendiren bu konuda şu bilgileri verdi:
“Son yapılan araştırmalara göre, ibuprofen üreme hormonlarının üretimini etkiliyor. Özellikle fazla miktarda kullanıldığında kas kaybına, libido azalmasına ve depresyona yol açabiliyor.
Tabii alınan doz da önemli. Özellikle üreme hormonlarındaki etkilenme için günde 6 tablet yeterli oluyor. Eğer bu doz uzun süre alınırsa sadece hormon üretimi etkilenmekle kalmıyor, kas kaybı, depresyon ve ereksiyon problemleri bile görülebiliyor.
Danimarkalı bilim adamları 18-35 yaş aralığındaki erkeklerde izlenen bu durumu “kompanse hipogonadism” olarak adlandırıyor.
Normalde erkeklerde bu fonksiyonları düzenleyen başlıca hormon “testosteron’dur.” Bu hormonun ilerleyen yaşla beraber azalması, üreme ile ilgili fonksiyonların bozulmasına yol açar.
Ancak aynı etkiler dört hafta boyunca günde iki kez (600 mg) ibuprofen kullanan erkeklerde de ortaya çıkabiliyor.
Çünkü bu ilacı kullanan erkeklerde, testosteron üretimini uyaran LH (luteinizan hormon) seviyesi artarken, testosteron seviyesi düşer.
UZUN SÜRE KULLANANLAR RİSK ALTINDA
Danimarka Üniversitesi’nden araştırmacılar, 31 gönüllü ile çalıştılar. Daha sonra ilaç kullanımı durduruldu. Aynı zamanda testiküler hücreler de laboratuvarda çalışıldı.
Bu çalışma, ibuprofenin testis sağlığına hasar verebileceğini gösteren ilk çalışmadır.
Araştırmacılar, bu ilacı çok da gerekli olmayan nedenlerden ötürü bilinçsizce kullanan erkekleri uyardılar. Ancak esas risk altında olan grup, özellikle kronik ağrı sebebiyle uzun süre bu ilacı kullananlar.
Uzmanlar, dikkatsiz ve bilinçsiz kullanımının, sperm üretimini bozacak yolu başlatabileceği konusunda uyarıyor.
Bu durum, batı ülkelerinde son 40 yılda sperm sayısında görülen azalma dikkate alınırsa çok daha önem kazanıyor.
ARTRİT, FİBROMİYALJİ, ROMATİZMA...
Özellikle artrit, fibromiyalji, romatizma gibi hastalıklarda bu tip ilaçlar uzun süre kullanılıyor. Oluşan hormonal etkilerin yanında vücut kılları, kas kitlesi ve göğüs gelişimi konusunda da etkilere rastlanabilir.
Spor yapan erkekler arasında da egzersize bağlı ağrı ve zedelenmeler için kullanılan ilaç dozu gün geçtikçe artıyor.
Tabii ki ilaç endüstrisi, “asla endişe etmeyin ve güvenle kullanın ” mesajları veriyor.
Çalışma, 31 kişi gibi küçük bir grupta yapılmış olmakla beraber, 600mg/gün ve 6 haftalık kullanımda ortaya çıkan olumsuz yan etkiler bakımından önem taşıyor.
Pek çok ülkede kullanılan ibuprofen kısa dönem için etkili ve kuvvetli bir ağrı kesici. Ancak günlük doz ve uzun vadede kullanım açısından dikkatli olmak şart.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°