BU ÜLKE 'İNSANIYLA' SEVİLMELİ...

BU ÜLKE 'İNSANIYLA' SEVİLMELİ...

Kimsenin birbirini oyalamasına gerek yok! Tüm sektörde “daralmanın” yaşandığı yadsınmıyor!

“Daralma” derken, satışların bir önceki aya, geçen yılın aynı ayına göre düşüş gösterdiği gözlerden kaçmıyor!

“İktidarın”, geçtiğimiz günlerde “dövizde” yaşanan “durağanlığı”, işlerin iyiye gitmesi olarak yorumlanmasının ardından daha bir kaç gün geçerken “dövizin” yeniden tırmanışa geçmesi bir “oyama” yöntemi olduğu da kanıtlanmış durumda!

Sektörler, piyasada kalabilme uğraşı veriyor!

Otomotiv sektörü,

İnşaat sektörü,

Beyaz eşya sektörü,

Mobilya sektörü…

Yalnız bunlar mı? Tarım-hayvancılık sektörü de “girdileri” sağlamakta zorlandıklarından dolayı “toprağı ekmeme, hayvancılığı yapmama” ile karşı karşıya…

***

Otomotiv, inşaat, beyaz eşya, mobilya, tarım, hayvancılık gibi sektörlerde yaşanan “daralmanın” ne anlama geldiğini irdeleyelim:

Sektörlerin ürettikleri ürünleri satmaları gerekir!

Sektör, ürettiği ürünü elden çıkaramadıkça “yenisini” üretme yoluna gitmemeyi yeğleyecektir!

Tarımda, fiyatı yukarılara çekmek için, ürünün bir bölümünü “çer-çöp” gibi döktüklerini bilmeyen yok! Ürün ne denli “az” olursa, o denli “yüksek fiyata” müşteri bulacağından bu yöntem zaman zaman uygulanır! Kimileri dağlara, kimileri kuytu deniz kıyılarına, kimileri dere yataklarına ürünlerini dökerek, “sözde” ellerinde kalan üründen daha çok “kazanç” sağlarlar!

Otomotiv, inşaat, beyaz eşya, mobilya gibi sektörlerde bunun yaşanması olanaksız! İnsan, beslenebilmesi için tarımsal ürünü alma özverisinde bulunmasına karşın; evinde bir buzdolabı olanın “yeni” bir buzdolabı, ya da mobilya, ya da otomobil alma gibi “istemi” olmayacaktır!

Tarımsal ürününün dışında kalanların fiyatları düşük bile olsa, “alım gününü” düşünerek eldekiyle yetinmenin benimseneceği görülecektir!

***

Otomotiv, inşaat, beyaz eşya, mobilya sektörlerinde “daralma” denilen, “üretilenin” satılmaması anlamına gelir!

Sektörde çalışan binlerce emekçi, üretimini yaptıkları ürünün pazarda sürüm yapmaması durumunda, patronca orada korunamayacağından “işlerine” son verilecektir!

Bazı anaparadarlar, biraz “şirin” görünebilmek için, ilk başta “işten çıkarma” yerine; ya belirli bir süre üretimi durdurduklarını söylüyorlar, ya da çalışanlarına “süreli” izin verdiklerini belirtiyorlar. Ya sonra…

Siz hiç, özel sektörde “insan” odaklı bir çaba olduğunu söyleyebilir misiniz? Varsa-yoksa “anaparadarar” daha çok kazanmak zorundadır!

Anımsar mısınız bilmiyorum. Bankalar ilk atm’leri yaymaya başladıkları günlerde, oradan işlem yapanlara küçük “kazançlar” sunmuşlardı! Bunun karşılığında da, banka içerisinde çalışan sayısını düşürmüştü! Şimdi yine banka içerisindeki sayı değişmedi, ancak atm’lerden yapılan işlemlerden bedel alınmaya başlandı! Artık daha az sayıda çalışanla daha çok kazanıyorlar!

“Daralma” yaşanan sektörler de, daha çok kazanmak için, ürettikleri ürünün sürümsüzlüğünden dolayı “çalışanların” bir bölümünü işten çıkaracaklar! Anaparadar olarak kalmaları için de başka bir seçenek yok!

***

“Daralma” nedeniyle, anaparadarın işine son verdikleri de işsizler arasında yerlerini aldı, eğer bundan sonra “iyileştirme” önlemleri düşünülmezse almayı da sürdürecek.

Yapılan her araştırmanın “işsizliğin” arttığını göstermesi bunu kanıtlıyor!

Büyüyen işsizlikle birlikte, “alım gücü” yetersizliği, “daralmanın” ana yapısını oluşturur!

Fabrikaların çalışamaz, toprağın işlenemez duruma gelmesi salt emekçiler, salt çalışanlar açısından değil; ülke için de bir yitime neden olacaktır!

Üretim olmayınca, üretilen tüketilmeyince, hem yurttaşlar yaşamlarını sürdürmekte kaygılar yaşayacak, hem de ülkenin elde edeceği gelir azalacaktır!

“İktidar”, vergileri artırarak, yurttaşın zorunlu gereksinmelerine zam yaparak, ülkenin değerlerini elden çıkararak bir bakıma “çıkış yolu” arasa da, bu durum “oyalanmaktan” başka bir anlam taşımayacağı gibi, yurttaşın gereksinmelerini edinmesini de zorlaştıracaktır.

***

Ne mi olmalı?

Öncelikle ülkenin “değerlerini” önemseyerek, katma değerli üretim özendirilmekle birlikte desteklenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Üretmeden “büyüme” yalanlarına son verilip, yurttaşların yaşam standartları artırılmalıdır.

Dışa bağımlılık yaşanan tarımsal-hayvansal ürünlerin üreticileri önemsenmelidir.

Sanayi geliştirilirken doğaya zarar verecek öğelere izin verilmemelidir.

Bu ülke “insanıyla” sevilmeli…

Oktay EROL

27.08.2019 12:37:16

YAZARLAR


“MAVİ SULARDA ENGELSİZ MUTLULUK” PROJESİ

SEYHAN BELEDİYESİ’NİN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ OLDU

203 MİLYAR BATIK KREDİ VAR

KOZAY: DENİZLER’İN MÜCADELESİ BİTMEDİ

“KARATAŞ SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

TANBUROĞLU: KAZANAN ADANA OLDU

KOCAİSPİR’DEN DEMİRÇALI’NIN İDDİALARINA YANIT VAR

KOCAİSPİR’DEN AK PARTİ VE MHP ZİYARETLERİ

VERGİ ÖDEMELERİNDE SON GÜN 31 MAYIS

“GELECEĞİ KERPİÇLE İNŞA ETMEK” KONULU SEMPOZYUM

ATO MOBİL UYGULAMA YAYINDA

KIVANÇ : ADANA’NIN İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

57 ÜNİVERSİTEDEN 144 PROJE KATILDI

KIZILAY’DAN “KAN DOSTLARINA” TEŞEKKÜR

"NASIL BİR DEMOKRASİ NASIL BİR CUMHURİYET" PANELİ

DEMİRPOR DEPLASMANDAN 3 PUANLA DÖNÜYOR

KENDİSİNİN VE EŞİNİN MALVARLIĞINI BELEDİYE BİNASINA ASTI