BUKALEMUNLAR

BUKALEMUNLAR

 

Öyle ya, her bir gün bir ders niteliğinde.

önemli olan bu dersi alıp vatana,milletine hayırlı işler yapmaktır esas olan.

Helede hocan vatanseverse işin tıkır, yok hain birisi ise yandın.

Düne kadar hocaları her şeyin sahibi olanlar, hocaları kaçınca kendileride sağa,sola kaçmaya başladılar.

15 Temmuz kalkışması sonrası, 'at izi, it izine karıştı'.

Düne kadar Feto'cu diye caka satanlar,adını bile duymadım bu güne kadar diyecek kadar değişken insanlar.

Dansöz Asena bile bunlar kadar saniyede göbek atamıyor,kıvıramıyor.

hal belli,ülke genelinde temizlik hareketı var, benide almasınlar diye dört yüz takla atanlar araziye uymak için iş yerlerine koca,koca Türk bayrakları asmışlar.

*          *         *

Niye bu Fetö'cular Türk Bayrağına karşılar mıydı daha önce?

onlar Türk denen her şeye karşılardı, şöyle bir hafızanızı yoklayın.

'çarşı her şeye karşı' terimi gibi.

TC kaldırıldı,andımız kaldırıldı,Atatürk'ün adı kaldırıldı,köprüler, stadyumlar,caddeler buralarda hangi cumhuriyet kahramanın adı varsa kaldırılmaya çalışıldı.

Dün kuzey Adana'ya doğru seyehat ediyorum,düne kadar kebap, Tatlıcı,beyaz eşyacı, Fethullahcılar iş yerlerinin önüne kocaman Türk Bayrakları asmışlar.

Dedik ya,

araziye uymak amaç, kıçımızı nasıl kurtarırız meselesi.

o kazandıkları para ve mevkiler hep o Fetö örgütlemesinin avantajlarını kullanarak o Dükkanlara sahip oldular.

Yani hızlı yükseliş, şimdi hızlı düşmesin diye renk değiştiriyorlar, başlığımızda dedik ya, Bukelemun özelliği bunlar.

Bu insanların ne kadar tehlikeli olduklarını bu şahsiyetsiz davranışları yüzünden Ülkenin ne kadar tehlike atlattığını anlayabiliyoruz.

Köse'nin çocukları yakalanmış,Hamza'nın çocuğu tüyerken yakalamış,Bayrak asmaya fırsatları bile olmamış, dikkat edin hala içimizde gizlenen bu hainler ülke için tehlike arz ediyorlar.

Her Büyük Bayrak asanada kanmayın o sadece bunların makyajı , o makyaj döküldüğü zaman,ne kadar çirkin oldukları ortaya çıkıyor.

Erbakan'ın meşhur lafı vardı.

Sizi gidi, rantiyeciler sizi, bende diyorum ki, sizi gidi, Bukelemunlar sizi.

 

 

 

 

 

Süleyman YALÇIN

27.07.2016 14:25:03

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI