CAMİLERDE CEMAATLE ÖĞLE, İKİNDİ VE CUMA NAMAZLARI KILINACAK
Manşet Haber 26.05.2020 13:45:27 0

CAMİLERDE CEMAATLE ÖĞLE, İKİNDİ VE CUMA NAMAZLARI KILINACAK

CAMİLERDE CEMAATLE ÖĞLE, İKİNDİ VE CUMA NAMAZLARI KILINACAK






Adana Valisi Mahmut Demirtaş, koronavirüs salgınının yayılmasının önüne geçilmesi amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığınca alınan tedbirler kapsamında 16 Mart 2020 tarihinden itibaren cami ve mescitlerde cemaatle vakit namazları ile cuma namazlarının 29 Mayıs 2020 Cuma gününden itibaren yeniden cami ve mescitlerde belirlenen kurallar çerçevesinde öğle, ikindi ve cuma namazlarının cemaatle kılınabileceği kararının alındığını açıkladı.









Vali Mahmut Demirtaş’ın başkanlığında Çukurova Kalkınma Ajansında gerçekleştirilen ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, vali yardımcıları, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları ile il müdürlerinin katıldığı toplantıda 29 Mayıs’tan itibaren cemaatle öğle, ikindi ve cuma namazlarının kılınacağı camiler ve alanlar belirlenip konuyla ilgili Adana genelinde yapılması gereken hazırlıklar ve çalışmalar tüm ayrıntılarıyla ele alındı.





CEMAATLE İBADET SIRASINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR





Vali Yardımcısı Zafer Öz, toplantıda gerçekleştirdiği sunumda; cami ve mescitlerde cemaatle birlikte yalnızca öğle, ikindi ve cuma namazlarının kılınacağını, diğer vakitlerde münferiden namaz kılmak isteyenler için camilerin açık tutulacağını; sokağa çıkma yasağı kapsamında yer alan vatandaşları ile hastalık belirtileri taşıyanların evlerinde kalmaları konusunda gerekli uyarı/bilgilendirmelerin kolluk görevlileri ve müftülükler tarafından yapılacağını; cemaatle ibadete başlanan cami ve mescitlerin her gün temizleneceği; cami ve mescit içerisinde bulunan klima ve havalandırmaların çalıştırılmayacağı, kapı ve camların açık tutularak caminin sürekli havalandırılmasının sağlanacağını; camilerde ortak kullanım alanlarını asgari düzeyde tutulması için abdesthane, şadırvan ve tuvaletlerin kapalı tutulacağını, abdest vb. ihtiyaçların evlerde veya iş yerlerinde giderilerek camiye gelinmesi konusunda cemaate gerekli bilgilendirmelerin/uyarıların müftülüklerce yapılacağını; camilerde bireysel veya cemaatle namaz kılacak herkesin tıbbi/bez maske kullanmasının zorunlu olduğunu, cami ve mescitlere gelecek kişilerin yanlarında şahsi seccadelerini getirmelerinin sağlanacağını veya imkanlar nispetinde müftülükler tarafından tek kullanımlık seccade temin edilerek cemaatin kullanıma sunulacağını; cami ve mescit girişlerinde ve cami/ibadet alanı olarak belirlenecek yerlere girecek herkesin ellerini mutlaka dezenfekte etmesinin sağlanacağı ve cemaatin fiziksel temastan kaçınması ve sosyal mesafe kuralına uyması yönünde gerekli uyarıların sıklıkla tekrarlanacağını belirterek katılımcılara yapılacak çalışmalar hakkında detaylı bilgi verdi.









CEMAATLE NAMAZ KILINACAK CAMİLER VE ALANLAR DUYURULACAK





Konuşmasına toplantıya katılan herkes başta olma üzere tüm Adanalıların Ramazan Bayramı’nı kutlayarak başlayan Vali Demirtaş; pandemi sürecinde ilk günden beri alınması gereken tüm tedbirleri titizlikle belirleyip uyguladıklarını ve Adana’da elde edilen başarılı tablonun da yapılan bu çalışmaların sonucu olduğunu belirterek alınan tedbirlere uyan tüm Adanalı vatandaşlara teşekkür etti.





 Vali Demirtaş toplantıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:





“virüsün ülkemizde yayılmasını engellemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında, 16 Mart 2020 tarihinden itibaren salgın/hastalık kontrol altına alınıncaya kadar ülke genelindeki bütün cami ve mescitlerde cemaatle vakit namazlarının ve cuma namazlarının kılınmasına ara verilmişti. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan Kabine Toplantısında alınan karar doğrultusunda camilerimizde belirlenen kurallar çerçevesinde 29 Mayıs’tan itibaren cemaatle yeniden namaz kılınacak. Toplantımızda bu kararla ilgili ilimizde yaptığımız çalışmaları ve yapacağımız tüm faaliyetleri ayrıntılı bir şekilde ele aldık.





İlimiz genelinde öğle, ikindi ve cuma namazlarının cemaatle kılınacağı camiler ve alanlar kaymakamlıklarımızın internet siteleri ve sosyal medya hesapları ile muhtarlar ve ilçe müftülükleri aracılığıyla duyurulacak. Bu konuda herhangi bir aksaklığa yer verilmeyeceğine ve herkesin üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getireceğine olan inancım tam. Adanalı hemşehrilerimizden de bu konuda titiz davranmalarını ve rehavete kapılmadan salgına karşı belirlenen tüm kurallara riayet etmeyi sürdürmelerini istiyoruz. Elde ettiğimiz başarı hepimize ait. Vatandaşlarımızın desteğiyle salgının ilimizdeki yayılma hızını düşürdük. Yine onların desteğiyle inşallah bu virüsten tamamen kurtulacağız.”





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°