CAN ÖZŞAHİNOĞLU’NUN ADI YAŞATILIYOR
Manşet Haber 29.09.2019 14:33:54 0

CAN ÖZŞAHİNOĞLU’NUN ADI YAŞATILIYOR

CAN ÖZŞAHİNOĞLU’NUN ADI YAŞATILIYOR






Çukurova
Üniversitesi eski Rektörü, Tıp Fakültesi’nin kurucularından ve Balcalı
Hastanesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Kurucusu Prof. Dr. Can
Özşahinoğlu’nun ismi düzenlenen törenle Kulak Burun Boğan Servisine verildi.





Prof.
Dr. Can Özşahinoğlu’nun Kulak Burun Boğaz Servisine adının verilmesi
dolayısıyla düzenlenen törene Başta Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Kibar olmak üzere Tıp Faültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Özbarlas,
Balcalı Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tamer Cevat İnal, Kulak Burun Boğaz ve
diğer bölümlerden çok sayıda Akademisyen ve Öğretim Üyesi ile diğer çalışanlar
katıldı.





Törende konuşan Çukurova Adana escort Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, Can Özşahinoğlu gibi Çukurova Üniversitesi’ne her alanda hizmet etmiş ve emek vermiş bir ismin adının bugün kurucusu olduğu Kulak Burun Boğaz Servisine veriliyor olmasının son derece memnuniyet verici olduğunu dile getirdi. Kibar, Can Özşahinoğlu’nun bilimsel Alanya escort anlamda başta Tıp alanı olmak üzere birçok önemli katkıyı sunduğunu bunun yanı sıra en üst düzey yöneticilik görevlerinde de bulanarak yine Üniversite’nin gelişmesi adına önemli, çalışmalara imza attığını Anadolu yakası escort vurguladı. Kibar, Can Özşahinoğlu’na bundan sonraki yaşamında da sağlık dileğinde bulundu.









Daha
sonra duygu ve düşüncelerini dile getiren Çukurova Üniversitesi eski Rektörü,
Tıp Fakültesi’nin kurularından ve Balcalı Hastanesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim
Dalı Kurucusu Prof. Dr. Can Özşahinoğlu, özellikle Tıp Fakültesi kurucularından
yaşayan tek isim olduğunu belirterek bugün yine kurucusu olduğu Kulak Burun
Boğan Kliniğine isminin verilmesinin kendisini son derece duygu8landırdığını
ifade etti. Özşahinoğlu, Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı’nın yetişen
kadrosuyla bugün emin ellerde
olduğunu gördüğünü, bundan dolayı da son derece mutlu olduğunu dile getirerek,
servise isminin verilmesine vesile olanlara teşekkür etti.





Yapılan
konuşmaların ardından eski ve halen göre3vde olan Öğretim Üyeleri de Prof. Dr.
Can Özşahinoğlu hakkındaki duygu, düşünce anılarını anlattılar.





Daha
sonra Prof. Dr. Can Özşahinoğlu, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Kibar ve diğer isimlerle birlikte açılış kurdelasını kesti.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°