ÇEVRECİLERDEN ANIZ YANGINLARI AÇIKLAMASI
Manşet Haber 21.08.2017 10:39:43 0

ÇEVRECİLERDEN ANIZ YANGINLARI AÇIKLAMASI

ÇEVRECİLERDEN ANIZ YANGINLARI AÇIKLAMASI

“Anızla birlikte yararlı organik maddelerde yakılıyor”

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, dönemsel olarak çiftçinin anız yakarak, doğaya, çevreye ve insanlara zarar verdiğini belirterek, “Anız yakılmasını önlemek için, önce çiftçinin organik madde barındıran anız konusunda bilgilendirilmesi, ardından da denetimlerin sıklaştırılması gerekir” dedi.kenan_dogan_cevre
Hububat hasadının başlamasıyla birlikte Çevre Mühendisleri Odası olarak uyarı ve bilgilendirme yapmalarına karşın, her yıl anız yakıldığını hatırlatan Doğan, “Anız yakıldığı için, canlı yaşamını, çevreyi ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek durumlar yaşanmaktadır. Önceki yıllarda anız yangınları sonucunda oluşan dumanların araç yollarına ulaşarak görüş mesafesini azaltması nedeniyle ölümle sonuçlanan trafik kazaları dahi meydana gelmiş, bunlar basına da yansımıştır. Yangınlar hem doğanın hem de çevrenin tahribatına neden olmakta ve hava kirliliği yaratmaktadır” dedi.
Ülke topraklarının büyük kısmının organik madde içeriği bakımından fakir olduğunu ancak; anız ve hasat artıkları toprak için önemli bir organik madde kaynağı olduğuna dikkati çeken Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan şöyle konuştu;
“Toprak içeriğindeki organik madde miktarı, toprağın; fiziksel, kimyasal özelliklerine, oluşumuna, erozyona karşı direncine, biyolojik aktivitesine ve verimine etki etmektedir. Anız ve hasat artıklarının iyi uygulamalarla toprağa karışmasıyla birlikte organik madde miktarında artış olan toprağın; su tutma kapasitesi artar, erozyona ve kuraklığa dirençli hale gelir. Anız yangınları, toprağa organik madde açısından katkı sağlayan kısmın ortadan kaldırılması, birçok canlının ölmesi anlamına gelmekte ve toprağın veriminin azalmasına neden olmaktadır.
Anız, hububat hasadının ardından toprağı diğer ürün ekimi için hazır hale getirmek, tohum yatağı hazırlamak amacıyla yakılmaktadır. Zamandan ve maliyetten kazanç sağlandığı düşünülse de anız yangınları, aslında ülke topraklarına büyük zarar vermektedir. Ayrıca saatlerce süren yangınlarla birlikte oluşan dumanlar hava kirliliğine neden olmaktadır. İlimizde 2016 yılında (PM) partikül madde toleranslı yasal limit değeri miktarına bakıldığında kirlilik yaşandığı ve anız yangınlarının kirliliği artırıcı etken olduğu görülmektedir. Hava kirliğine neden olan etmenler rüzgarla birlikte yerleşim alanlarına kadar ulaşmakta, çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Orman alanları yakınlarında yakılan anız yangınları ormanlık alanlara sıçramakta ve zaten yetersiz olan ormanlık alanların zarar görmesine neden olmaktadır. Toprak yüzeyinde yüksek derecede sıcaklık meydana geldiğinden toprağın içerisinde mikrobiyolojik canlıların azalarak doğal dengenin bozulmasına, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak bozulan yapısı nedeniyle veriminin düşmesine, organik madde içeriği azalan toprağın su tutma kapasitesinin düşmesine, erozyona uğramasına ve kuraklığa sebebiyet vermektedir”
“DENETİMLER ARTTIRILMALI”
Çevre Mühendisleri Odası olarak, denetim yetkilerinin olmadığını aktaran ÇMO Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, “Anız yangınları konusunda izleme ve denetleme yetkisine sahip kurumların denetimlerini artırması, çiftçilerimizi anız yangınlarının olumsuzlukları konusunda bilgilendirmesi gerekmektedir” diye konuştu. Doğan sözlerini şöyle tamamladı;
“Hububat hasadının ardından toprak yüzeyinden alınamayan kısımlar yakılmayıp uygun aletlerle parçalanmalı ve bu durumun toprağa ve toprağın yeni ürün için hazır hale getirilmesine engel teşkil etmeyeceği üreticilere anlatılmalıdır. 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun, Ek-1 Maddesinin (Ek: 26.04.2006 – 5491/23 md.) 'c' “Anız yakılması, çayır ve mera'ların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır...” denilmektedir. Denetimlerin ve cezai işlemlerin anızların yakılmaması doğrultusunda uygulanması, çiftçilerimizin konu hakkında bilgilendirilmesi, toprağımıza ve doğaya verilen tahribatın önüne geçilmesinde büyük katkı sağlayacaktır”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°