CHP’DE ŞAHİN YETER ÖRGÜTLERDEN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI
SİYASET 18.01.2018 12:49:09 0

CHP’DE ŞAHİN YETER ÖRGÜTLERDEN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI

CHP’DE ŞAHİN YETER ÖRGÜTLERDEN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI

Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Örgütü Ayhan Barut Başkanlığında yaptığı toplantısında görev bölümü yaptı. Örgütlerden sorumlu il başkan Yardımcılığına Şahit Yeter, İl Sekreterliğine Şeniz İl, İl Eğitim Sekreterliğine de Halime Ünlü getirildi.
İl Başkanı Ayhan Barut dahil 31 kişiden oluşan CHP İl yönetiminde 18 kişi icra kurulunda görev aldı. Bir önceki dönemde kura ile CHP Seyhan İlçe Başkanlığını kaybeden Av. Emrah Kozay Adalet ve Hukuk İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı, Ceyhan İlçe Başkanı Kadir Aydar’ın kardeşi Gençlik ve Spordan Sorumlu İl Başkan Yardımcılığına, Metin Taştan İl Saymanı oldu.CHP Çukurova İlçe Başkanlığı yapan Mehmet Çelebi ise Meslek Odxaları ve Sendikalardan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı seçildi.
CHP Adana İl Yönetiminde görev dağılımı şöyle:

İl Yönetimine seçilen “Gizem Akçam, Sevgi Altınok, Kadriye Aşşık, Ercan Ekici, Halil Gül, Hacı Onur Güleçyüz, Hıdır Kabalak, Ekrem Kütük, , Ekin Özkök, Anıl Tanburoğlu, Perihan Temel, Hülya Tuluk” ise üye olarak görev yapacak.
İsmail BAŞKAN
ADANAULUS.COM

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°