CHP’Lİ ESENDEMİR’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA
SİYASET 10.02.2019 00:25:35 0

CHP’Lİ ESENDEMİR’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA

CHP’Lİ ESENDEMİR’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA








Cumhuriyet halk Partisi’nde 2009 yılından bu
yana 2 dönem hem Çukurova hem de Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olarak görev
yapan Mehmet Esendemir’den “Önemli Açıklamalar” geldi.





Bu dönem Belediye Meclis üyeliği başvurusu
yapmayan CHP Çukurova ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Mehmet Esendemir’in
sosyal medya hesabından “ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR” başlığı ile paylaşımda bulundu. O
paylaşımda şu görüşler yer aldı:





“SEVGİLİ DOSTLAR; bu
açıklamayı gördüğüm lüzum üzerine yapıyorum.





2009 yılında Meclis üyesi seçildikten sonra;

- Rahmetli Halil Pişkin ile 100. Yıl mahallesindeki Vakıf binasının yapımı ile
ilgilenmeye başladım. Rahmetlinin öğrenci yurdu ve sosyal tesis fikrini hayata
geçirmek için yaklaşık 10 yıldır uğraş veriyorum.

-Sevgili Erdal Yıldırım kardeşimin Galip Avşaroğlu olan bulvarın adının Hacı
Bektaş Veli Bulvarı olarak değiştirilmesi önerisini Büyükşehir Belediye
Meclisine taşıyarak Bulvarın adını değiştirme teklifini verdim. oybirliğiyle
kabul edildi. Buradan Erdal Yıldırım’a da Teşekkür ediyorum.

-2009 yılından bu yana Hacı Bektaş Veli ve Munzur etkinliklerine giden canların
ulaşımı için Otobüs ve kumanya ihtiyaçlarını karşılamak için büyükşehir
belediyesinde çalışmaları yaptım. İhtiyaçları makul ölçüde çözümünde katkı
koydum.





- 2014 yılında vakıf bahçesinde yapılan aşure
etkinliğinde katılanların verdikleri sözleri bugüne kadar unutmadım.





- Aşurenin olduğu gece sabaha kadar vakıf
binasının arkasında bulunan ve çok büyük bir alan olan morg ve çevresinin
asfaltını Büyükşehir belediyesi asfalt şantiyesinin gece geç saatlere kadar
çalıştırılması ile asfaltının yapılmasını sağladım.





- Hatırlanacağı üzere, 2014 yılında kuvvetli
yağan yağmurlu bir günde vakıf binası giriş ve toplantı salonu katı, geri tepen
kanalizasyon yüzünden yaklaşık 1 metre pislik içinde kalmıştı... Aski’ye özel
bir proje yaptırarak, vakıf binasının kanalizasyon sorununu kökten çözdük.





- Yıllardır vakıf binasının yanında bulunan 26
dönümlük arsanın vakfa verilmesini istedik. Bu güne geldiğimizde 15 dönümünün
verilebileceği söylendi. Ona da tamam dedik.





Plan tadilatları yapıldı.





Gerek Büyükşehir Meclisinde ve gerekse ilçe
meclisine bizzat teklif vererek olan tadilatının geçmesi konusunda çaba
sarfettim. 

Plan onandı, Çukurova ilçe belediyesi “geçen planda çizgi yanlış çizilmiş “
diyerek tekrar yapılmasını istedi..





Plan tekrar çizdirildi. Büyükşehir meclisi ile
ilçe meclisinde uğraş vererek planın geçmesi konusunda katkı koydum.





- Artık bazılarının kaçacak yeri kalmadı..





Bahse konu arazinin ifrazını yapıp 15 dönümünü
vereceklerini söylediler.. ifraz bitti.





-Arsanın vakfa devri ile ilgili teklif
başkanlık tarafından meclise geldi..





Komisyona havale edilen teklif, komisyon
görüşmesi sırasında başkanlık talimatı ile “devir ve tahsis yasalara aykırı”
denilerek, başkanlıkça tekrar değerlendirilecek denilerek dosya komisyon
görüşmesinden çekildi.





YENİ TEKLİF VERDİM

1 şubat 2019 günü yapılan ilçe meclisinde gündem maddeleri ile ilgili söz
aldım. Belediye başkanı Soner Çetin’e hitaben; “komisyonda bulunan Hacıbektaş
veli anadolu kültür vakfına arsa devri ile ilgili teklifi res’en gündeme
alınmasını istiyorum. “Devir veya tahsis gibi teklifler yasalara aykırıdır”
diyorsanız benim teklifim şudur: 4706 sayılı kanunun Ek-4 maddesinde
belirtildiği gibi... kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde 49
yıl süre ile bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilir...” şeklindeki teklifimin
oylanmasını teklif ediyorum. Dedim. 

Belediye Başkanı Soner Çetin teklifimi hukukçu olarak araştıracağını ve meclise
getireceğini söyledi.

5 şubat çarşamba günü komisyon yapıldı.. Benim mecliste verdiğim teklif
“idarenin teklifi” gibi komisyona getirildi.. 

Komisyonda tartışıldı ve Fatma Arguz’un muhalefetiyle oy çokluğu ile geçti.

7 şubat Perşembe günü yapılan mecliste de teklifin bana ait olduğunu belirterek
oylanmasını istedim. Oylama yine oy çokluğu ile kabul edildi..





AMACIM BURADA TEŞEKKÜR VEYA PLAKET ALMAK
DEĞİLDİR..

BU TOPLUMA HİZMET ETMEKTİR.

BU KARARA KATKI KOYAN İNSANLARIN BAZILARINA İSİM VERİLEREK TEŞEKKÜR EDİLİRKEN,
UNUTULMANIN NE ANLAMA GELDİĞİ TAKDİRİNİZE BIRAKIYORUM.





ANCAK EMEK HIRSIZLIĞINA DA SESSİZ KALMAMAK
İÇİN BU PAYLAŞIMI YAPMAK ZORUNDA KALDIM.





TAKDİR KAMUOYUNUNDUR.





Bugünden sonra yapılan çalışmaları sayfamdan
izleyebilirsiniz. Saygılarımla”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°