ÇİFTÇİYE, ELEKTRİK YÜZDE 14 DAHA PAHALI
Manşet Haber 19.01.2020 11:42:07 0

ÇİFTÇİYE, ELEKTRİK YÜZDE 14 DAHA PAHALI

ÇİFTÇİYE, ELEKTRİK YÜZDE 14 DAHA PAHALI

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Adana'da tarım sektörünün tüm sektörlerin anası olduğunu belirterek, Eğer tarım sektörü bir zarara uğrarsa, çiftçi ürününü ekemezse ya da üründen zarar ederse tüm Adana etkilenir” dedi. Çiftçinin desteklenmesini, kredilerinin 5 yıl ertelenmesini isteyen Bulut, su, elektrik, gübre gibi tarımsal girdilerin fiyatlarının çiftçilere uygun hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, TBMM Genel Kurulu’nda çiftçilerin sorunlarını dile getirdi. Sel sonrası153 hektarlık alanda oluşan zararın giderilmesini isteyen Bulut, “Adana'da tarım sektörü, tüm sektörlerin anasıdır. Eğer tarım sektörü bir zarara uğrarsa, çiftçi ürününü ekemezse ya da üründen zarar ederse tüm Adana etkilenir” dedi. Çiftçinin geçmiş dönemden ödeyemediği kredilerinin 5 yıl ertelenmesini isteyen Bulut, çiftçinin son on altı yılda 48 kat daha çok borçlandığını, tarımsal kredilerin hacminin 115 milyarı bulduğunu kaydetti. Her şeyin ithal edildiğini söyleyen Bulut, bu durumda 'Çiftçimizi destekliyoruz, çiftçimizin yanındayız' sözlerinin bir anlamı olmadığını bildirdi.
Adana’daki sel felaketinde de açıkça görüldüğü gibi DSİ’nin, sulama birliğinin çok ciddi bir yatırım yapmadığını, mevcut kanalların bile açılmasını sağlamadığını kaydeden Bulut, damlama sulama da bile çiftçiden elektrik parası istendiğini belirtti. Bulut, “Çiftçinin kullandığı elektrik maalesef, piyasadaki mevcut elektrikten yüzde 14 oranında daha pahalı ve son iki yılda elektriğe yüzde 108 zam gelmiş durumda. Çiftçilerimizin yanında olmak istiyorsak, çiftçilerimize destek vermek istiyorsak öncelikle bu elektrik fiyatlarını çiftçilerimize uygun bir hâle getirmemiz gerekiyor. Elektrik faturalarından yüzde 2 TRT payı, yüzde 18 KDV kalkmalıdır” dedi.
ADANA ÜVEY EVLAT MI?
Adana’nın üvey evlat muamelesi gördüğünü kaydeden Bulut, bu durumun rakamlarla da bitmeyen projelerle de tespitli olduğunu söyledi. “Geçmiş yıllarda Adana neydi, nereye geldi?” diye soran Bulut, “2011 yılında yapımına başlanan metronunhâlâ borcu ödeniyor. Metro Adana hariç, hemen hemen tüm illerde merkezî Hükûmet tarafından yapılıyor. Örneğin, diğer illerde daha sonra yapımına başlanan stadyumlarda bile maçlar oynanırken Adana'da stadyum bitmedi. Adana adliyesi beş yıl önce söz verilmiş olmasına rağmen hâlâ bitmedi. Ömer Çelik Adana Milletvekiliyken Turizm Bakanıydı. O tarihlerde Karataş ilçesi, Adana'nın denize açılan ilçesi turizmde teşvik bölgesindeydi. Burası sessiz sedasız bu teşvikten çıkarıldı yani Karataş turizm bölgesinden çıkarıldı” ifadelerini kulandı.

AKP’Lİ MİLLETVEKİLLERİNE DUYURULUR
Adana’nın soyoekonomik durumuna ilişkin rakamlar da paylaşan Bulut, “Adana, illerin gelişmişlik düzeyinde 2013'te 9'uncu sıradayken, 2015'te 16'ncı sıraya, Yaşam Endeksi'nde 81 il arasında 61'inci sıraya geriledi” dedi. Nitelikli göç veren Adana’nın, Suriyelilerden en çok etkilenen şehirlerden biri olduğunu kaydeden Bulut, Adana’nın iktidar milletvekillerine seslendi. Bulut, “2018 yılında Konya'ya 963, Mersin'e 568, Hatay'a 551 Milyon TL, Antalya'ya 1 milyar 14 milyon TL, Adana'yaise sadece 341 milyon TL kamu yatırımı yapıldı. Bu da Adana'mızın birinci partiden sevgili 5 milletvekiline duyurulur” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°