ÇİN
Manşet Haber 18.12.2018 13:34:06 0

ÇİN'DE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDULAR

ÇİN'DE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDULAR







Adana Vakıfbank Ortaokulu
öğrencilerinin oluşturduğu 'XSun Team' takımı, Çin’de düzenlenen
MakeX Robotik Yarışması 2018 Dünya Finali’nde 
üçüncü oldu.





Türkiye Vodafone Vakfı, Habitat
Derneği iş birliği ile hayata geçirdiği 'Yarını Kodlayanlar' projesi
kapsamında; gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş, uygulama
yapma, hikâye oluşturma ve oyun yapma gibi konularda teorik ve uygulamalı
eğitimler alan “XSun Team” takımının koçluğunu Abdurrahman Gündeşlioğlu ve
Muhammet Yılmaz yaptı.





Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat
Derneği’nin desteğiyle Adana Vakıfbank Ortaokulu öğrencileri Onur Ata Özyiğit
ve Deniz Gündeşlioğlu'ndan oluşan 'XSun Team' Çin’de 20 ülkeden 350
takımın katıldığı MakeX Robotik Yarışması 2018 Dünya Finali’ne katıldı. 





SANİYE FARKIYLA DÜNYA 3.’SÜ OLDULAR





56 takımın yarıştığı 'Junior
High School' kategorisinde finale kalan “XSun Team” takımı,
müsabakalarında tam puan alırken, saniye farkıyla dünya üçüncüsü olarak büyük
bir başarıya imza attı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°