ÇOCUK ACİLDE 20. YIL KUTLAMASI
Manşet Haber 19.01.2019 16:07:56 0

ÇOCUK ACİLDE 20. YIL KUTLAMASI

ÇOCUK ACİLDE 20. YIL KUTLAMASI






Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Acil Ünitesini yaklaşık 20
yıl önce kuran ve halen bu ünitenin sorumlusu olarak görev yapan Prof. Dr.
Hayri Levent Yılmaz için başta Akademisyen arkadaşları ve klinikte görevli
uzman, asistan hekimler ile hemşireler ve personeller tarafından sürpriz bir
kutlama gerçekleştirildi. 





Çukurova
Bölgesi’nin en donanımlı Çocuk Acil Merkezlerinden birine sahip olan Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’n de bu Çocuk Acil Ünitesinin
temelleri yaklaşık 20 yıl önce atıldı. İşte bu temelleri atan en önemli
isimlerinden biri olan ve halen bu ünitenin sorumlusu olarak çalışmalarına
devam eden Prof. Dr. Hayri Levent Yılmaz için 20. Yıl kutlaması
gerçekleştirildi. Kutlamada minik bir pasta kesilirken oldukça duygulu anlar
yaşandı.





Sürpriz
kutlamaya Balcalı Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Yetişkin Acil Ana Bilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sebe, Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr.
Dinçer Yıldızdaş, Yetişkin Acil Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep
Kekeç, Doç Dr. Özlem Özgür Horoz, Çocuk Acil Ünitesinde görevli Uzman Doktorlar
Sevcan Bilen, Gamze Gökulu, Pınar Çay, Asistan Doktorla, hemşireler ile
personeller katıldı.





Yapılan
sürpriz kutlamadan dolayı son derece mutlu ve bir o kadar da duygu dolu
olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hayri Levent Yılmaz, yaklaşık 20 yıl önce
kurdukları Balcalı Hastanesi Çocuk Acil Ünitesi’nin bugün bölgeye hizmet veren
çok önemli bir nokta haline geldiğinin altını çizdi. Yılmaz, yıllarca minik
yüreklere hastalandıkları anda ilk dokunuşu yaptıklarını belirterek, işlerinin
ne kadar zorlu olduğunun bilinciyle bu hayat dokunuşlarını yapmaya devam
ettiklerini dile getirdi.





Hem
Teorik hem de pratik açıdan mesleki anlamda tecrübelerini yeni yetişen
hekimlere bilgi birikimleri aktarmayı sürekli olarak ilke edindiğini sözlerine
ekleyen Yılmaz, bu organizasyonu düzenleyen tüm çalışma arkadaşlarına da ayrıca
teşekkür etti.





Yapılan
konuşmanın ardından Prof. Dr. Hayri Levent Yılmaz’a 20. Yıl anısına bir
teşekkür plaketi verildi ve ardından pasta kesildi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°