ÇOCUK OKUMA GRUBU KURULDU
Manşet Haber 8.08.2019 16:37:52 0

ÇOCUK OKUMA GRUBU KURULDU

ÇOCUK OKUMA GRUBU KURULDU

Çukurova Sanat Girişimi’nin (ÇSG) önderliğinde Yazarlarevi’nde çalışan Çukurova Okulu’nda 8-12 yaş arası çocuklardan oluşan bir “çocuk okuma grubu” kuruldu. Gruptaki çalışmalarla çocuklara okuma alışkanlığıyla birlikte yazı yazma yetisinin kazandırılması, kişisel gelişimlerinin hızlandırılması, belleğin güçlendirilerek düş gücünün gelişimine yardımcı olmaya çalışıldığı bildirildi.
ÇSG’den yapılan açıklamada, öncelikle Sarıyakup mahallesinden çocuklarla yapılan çalışmaların gelecekte Adana’nın bütün mahallelerine yaygınlaştırılmasının amaçlandığı belirtildi.
Yazarlarevi Yöneticisi Hülya Başak Ekmekçi, “Çocuk Okuma Grubu’nun öğreticisi” olarak konuyla ilgili şunları söyledi:
“Çalışmalara katılan çocukların sırayla yaptığı okumalarda bilmedikleri sözcüklerin üzerinde duruluyor, anlamları örneklerle anlatılıyor. Ara sıra okumayı durdurup sorular yöneltilerek dikkatlerinin kitap içeriğinde odaklanması sağlanıyor. Çocukların sorularının da görüşüldüğü okuma saatlerinde dileyen çocuk okunan kitapla ilgili değerlendirme görüşmesi açabiliyor.
Verilen aralarda doğa, hayvan sevgisi, genel anlamda doğru-yanlış davranışlar hakkında konuşulurken gelecekte hangi mesleklere yönelecekleri gibi konularda da söyleşiler yapılıyor. Çalışma sonunda çocuklar birer şiir okuyarak Yazarlarevi’nden ayrılırken evlerinde okumak için Yazarlarevi çocuk kitaplığından istedikleri kitabı alabiliyorlar. Bir sonraki çalışmaya gelirken başka bir arkadaşının da yararlanabilmesi için okuduğu kitabı geri getiriyor.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°