“ÇOCUKLARDA ÇÜRÜK DİŞ ‘KADER’ DEĞİLDİR”
Manşet Haber 14.04.2019 18:32:35 0

“ÇOCUKLARDA ÇÜRÜK DİŞ ‘KADER’ DEĞİLDİR”

“ÇOCUKLARDA ÇÜRÜK DİŞ ‘KADER’ DEĞİLDİR”






Adana
Diş Hekimleri Odası ve TDB Akademi işbirliği ile “Nekrotik Pulpalı (Kronik
Enfeksiyon) Dişlerde Kök Kanal Tedavisi Prensipleri” konulu seminer düzenlendi.





Sağlık Bakanlığı’nın her çocuk için bir Sağlık Karnesi oluşturucağını, bu karnede kalp, göz ve diş taramalarının yer alacağını söyleyen Adana Diş Hekimleri Odası Başkan Vekili Dişeti Hastalıkları Uzmanı Dr. Dt. Metin Ersoy, “Bakanlık bu karne kapsamında Koruyucu Diş Hekimliği de yaşama geçirmelidir. Gelişmiş ülkeler bu konuda oldukça ilerleme kaydetmiştir. Koruyucu Diş Hekimliğini bakanlık biran önce ele almalı hatta öncelemelidir. Bunun en doğru yöntemide özelden hizmet satın almasıdır. Bu konuda bizler her türlü desteği vermeye hazırız. Çünkü tüm dünyada sağlık, koruyucu hekimliğe evrilmiş durumdadır.  Görmezden gelinmemeli, koruyucu diş hekimliği uygulamalarıyla çocuklarımız çürük dişlerden korunmalı, kaderlerine terk edilmemelidir. Çürük diş kader değildir.” dedi.













Sağlık
Turizmi şartları konusunda da bilgi veren Dişeti Hastalıkları Uzmanı Dr. Dt.
Metin Ersoy, “Sağlık Turizmi yapabilmek için polikliniklerde yabancı dil bilen
sertifikalı eleman zorunluluğu olduğunu biliyoruz. Acı olan ülkemizde
üniversite mezunlarının çoğu yabancı bir dili tam öğrenemeden mezun olmaktadır.
Üniversite mezunu çok ama yabancı dil bileni az. Helede sertifikalı yabancı dil
bilen sayısı daha da azdır. Bu konuda bizlerin önerisi; yabancı dil konusunda
hizmet satın alınması yönündedir. Asıl amaç çözüm üretmek olmalıdır.” diye
konuştu.





 “Nekrotik Pulpalı (Kronik Enfeksiyon) Dişlerde
Kök Kanal Tedavisi Prensipleri” konu başlığıyla görsel bir slayt sunum yapan
Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalından Doç.
Dr. Emre Nagaş, Kanal tedavisi uygulamalarına yönelik başarı prensipleri,
uygulama önerileri, problem yönetimi ve önlenmesi, kanal tedavisinde başarıyı
arttırmak için uygulanabilecek klinik yaklaşımlar ve tekrar eden kanal tedavisi
uygulamalarında başarı stratejilerini değerlendirdi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°