ÇÖPÇATAN PROGRAMLAR 19 TV KANALI KAPATTIRDI
Manşet Haber 11.07.2018 18:22:41 0

ÇÖPÇATAN PROGRAMLAR 19 TV KANALI KAPATTIRDI

ÇÖPÇATAN PROGRAMLAR 19 TV KANALI KAPATTIRDI

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TV kanallarındaki yanıltıcı ve tanıtım ve reklamlarla ilgili sorunu, yazılı soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Gürer’in önergesine yanıt verilen yanıtta geçtiğimiz yıl Nisan ayından bu yana yanıltıcı reklam, arkadaş ve eş bulma programlarıyla ilgili olarak 19 lisansın iptal edildiğini, TV kanallarına da 109 kez program durdurma cezası verildiğini açıkladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” uygulaması fiilen başlamadan önce, geçtiğimiz aylarda dönemin Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’a, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), TV programlarında yanıltıcı reklam ve tanıtımlarla ilgili olarak uyguladığı müeyyidelerle ilgili yazılı soru önergesi verdi. Gürer, önergesinde, “Bakanlıklar tarafından RTÜK'ten talep edilen ve uygun görülen yasaklama sayısı son beş yılda kaç kez olmuştur? Örneğin Sağlık Bakanlığı 2016 yılında 5 televizyon kanalı ile incelenen 1115 televizyon ve radyo programı CD'lerinde şifalı bitki ya da farklı ürün tanıtımında tüketici bilgi eksikliğini istismar eden yayınlara yönelik ne gibi işlemler yapılmıştır. RTÜK bu başvuruları ne kadar sürede yerine getirmektedir?” şeklindeki soruların yanıtlanmasını istedi.
Gürer’in önergesine verdiği yanıtta, “6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ile radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na verilmiştir. Üst Kurulumuz, programlan yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, Üst Kurulun programlara yayından önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma ya da programlan yasaklama yetkisi bulunmamaktadır” dedi.
Soru önergesine konu yayınlar da (şifalı bitki ya da farklı ürün tanıtımında tüketici bilgi eksikliğini istismar eden yayınlar) Üst Kurulda görevli meslek uzmanları tarafından düzenli olarak takip edildiğini belirten Fikri Işık, söz konusu yayınlarda 6112 sayılı Kanun'a aykırı bir hususun tespit edilmesi durumunda rapor hazırlandığını belirtti.
“Üst Kurul tarafından verilen kararların birer sureti ilgili yayın kayıtları ile birlikte 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu'nun 19'uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan '(Değişik birinci fıkra: 2/1/2014-6514/32 md.) Ruhsatsız olarak müstahzar imal edenler veya bu şekilde imal edilen müstahzarları bilerek satan, satışa arz eden veya sattıranlar, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır... 'hükmü uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na gönderilmektedir. Bugüne kadar 1830 adet Üst Kurul kararı ve yayın kopyası gereği için bahsi geçen Kurum'a gönderilmiştir” açıklamasında bulundu.
29.04.2017 tarihli ve 30052 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 690 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 6112 sayılı Kanunun müeyyide sisteminde önemli değişiklikler yapıldığını hatırlatan Işık, “ Buna göre, 6112 sayılı Kanunun 8'inci maddesine eklenen dördüncü fıkrada 'Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, arkadaş bulma amacıyla kişilerin tanıştırıldığı ve/veya buluşturulduğu türden programlara, takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dahil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına, sohbet, arkadaşlık ve eş bulma hatlarının ve hizmetlerinin tanıtımına yer verilemez. Katma değerli elektronik haberleşme hizmet numaralan, yerel aranır numaralar, benzeri özel içerikli hizmetlere ilişkin numaralar ile özel ücrete tabi diğer sabit ve mobil numaralar kullanılmak suretiyle, izleyici ve dinleyicileri yanıltıcı ve/veya haksız kazanca neden olacak şekilde yarışma, çekiliş, lotarya ve benzeri adlar altında ödül ve ikramiye taahhüt edilemez ve bu yöntemle ürün tanıtımı, satışı ve pazarlaması yapılamaz.' hükmüne yer verilmiştir”
“Yukarıda yer alan fıkraya aykırılığın müeyyidesi 32'nci maddede yapılan değişiklikle düzenlenmiştir. Bu fıkraya aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilmesine imkân sağlanmıştır.
Soru önergesinde sözü edilen türden yayınlar da yukarıda açıklanan prosedür çerçevesinde düzenli olarak takip edilmektedir. Ayrıca yayın içerikleri ile ilgili olarak Kamu Kurum ve Kuruluşları tarafından yapılan başvurular içinde 6112 sayılı Kanunda yer alan yaym ilkelerine aykırı bir hususun tespit edilmesi durumunda rapor düzenlenmektedir. Üst Kurul tarafından söz konusu mevzuat değişikliğinin yürürlüğe girdiği 29.04.2017 tarihinden günümüze kadar medya hizmet sağlayıcılara 109 kez program durdurma, 64 kez geçici yayın durdurma ve 19 kez de lisans iptali müeyyidesi uygulanmasına karar verilmiştir…”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°