Çukurova Belediyesi  yasa dışı işgallere izin vermiyor
Manşet Haber 18.07.2019 14:37:27 0

Çukurova Belediyesi yasa dışı işgallere izin vermiyor

Çukurova Belediyesi yasa dışı işgallere izin vermiyor

Hazineye ait arazilerin şahıslar tarafından işgaline Çukurova Belediyesi izin vermiyor. Çukurova Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Şambayadı, Kireçocağı ve Kurttepe Mahallelerinde hazineye ait işgal altındaki 3 arazide şahısların çektiği tel örgüleri söktü ve kamu arazisinin işgaline asla izin verilmeyeceğini ortaya

Adana Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Çukurova Belediyesi’ne başvuruda bulunarak, Şambayadı Mahallesi’nde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Bulvarı ile Yaşar Kemal Bulvarı’nın kesiştiği noktada, Kireçocağı mevkii Prof. Dr. Necmettin Erbakan Bulvarı üzerinde ve Kurttepe Mahallesi Sadık Ahmet Bulvarı üzerindeki 3 ayrı parselde hazine arazisinin işgal edildiği bilgisini verdi.

KAMU ARAZİSİNİN ETRAFINI ÇEVİRMİŞ

Bunun üzerine harekete geçen Çukurova Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ve Zabıta Müdürlüğü ekipleri, söz konusu yerlerdeki işgal durumunu belgeleyerek harekete geçti. Bazı şahıslar tarafından etrafına tel örgü çekilerek işgal edilmiş bulunan kamu arazilerine kepçelerle girildi. Tel örgüler söküldü ve kamuya ait alan işgalden kurtarıldı.

POLİS DE DESTEK VERDİ

Bu arada, şahısların işgal ettikleri kamu arazilerine fidan dikip alanı fidanlık gibi kullandıkları, hatta göle nazır bir hazine arazisinin de bahçe haline getirildiği dikkati çekti. İşgalden kurtarılan kamu arazisinde bulunan ağaçlar, Çukurova Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından sökülmek suretiyle kaldırıldı.

Çukurova Belediyesi ekiplerinin kamu arazilerinin işgalden kurtarılmasıyla ilgili çalışmalara Emniyet Müdürlüğü ekipleri de destek verdi.

HERKES KANUNA UYACAK

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, ilçede herhangi bir hukuksuzluğa asla izin vermeyeceklerini söyledi. Herkesin hukuka saygılı olması gerektiğini belirten Başkan Soner Çetin, “Hukuka bağlılık bizim kırmızı çizgimizdir. İşgale ve kanunsuz yapılaşmaya izin vermemiz mümkün değildir. Hazine arazilerinin işgali konusunda da, diğer kamu kurumlarıyla işbirliği içinde çalışıyoruz. Herkes kanuna uyacak” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°