ÇUKUROVA’DA TİYATRO KURSU
KÜLTÜR-SANAT 16.07.2019 19:13:55 0

ÇUKUROVA’DA TİYATRO KURSU

ÇUKUROVA’DA TİYATRO KURSU

Çukurova Belediyesi’nin ücretsiz olarak açtığı tiyatro kursunda gençler ve çocuklar oyunculuk yeteneklerini geliştiriyor. Doğalpark Amfi Tiyatro ve Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde devam eden kurslar 3 grup halinde yapılıyor. Kursa katılanlar oyunculuk, drama ve diksiyon dallarında eğitim alıyor.
Çukurova Belediyesi’nin ücretsiz olarak verdiği tiyatro kursu, diğer yaz kursları gibi çocukların ve gençlerin büyük ilgisini çekiyor.
Kurslar Doğalpark Amfi Tiyatro ve Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde uzman eğitmenler tarafından veriliyor. 7-12, 13-17 ve 18 yaşta üstü olmak üzere üç grup halinde verilen kurslarda gençler oyunculuk, drama ve diksiyon eğitimi alıyor.
Yaz tatilini en iyi şekilde değerlendirmek ve oyunculuk yeteneklerini geliştirmek için kursa devam eden çocuklar ve gençler büyük bir heves ve tutkuyla derslere devam ediyor. Salı, Çarşamba ve Perşembe olmak üzere 3 gün verilen dersleri veliler de büyük bir heyecanla takip ediyor ve çocuklarının gelişimini gözleriyle görme imkanı buluyor.
ÇOCUKLAR DA VELİLER DE MEMNUN
Çocuklar kurstan ve aldıkları eğitimden memnun olduklarını belirtirken, veliler de böyle bir imkan sağladığı için Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’e teşekkür ediyorlar. Çocuklarının hem kültürel bir etkinlikte bulunduğunu böylece kötü alışkanlıklardan uzak durduğunu belirten veliler, “Çocuklarımız Çukurova Belediyesi’nin bu kurslarında yaz tatilini en iyi şekilde değerlendiriyor. Bu kurslar Adana dışına gidemeyenler için büyük bir fırsat. Çocuklarımızın gelişimine de büyük yararı olduğunu düşünüyoruz” dediler.
ÇOCUKLARIMIZ ÇOK DEĞERLİDİR
Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ise çocukların kötü alışkanlıktan uzak durması için spor, kültür-sanat ve bilime yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Yaz spor okullarıyla çocuklara spor yapma imkanı sağladıklarını, yaz kurslarıyla da kültür ve sanata yönlendirdiklerini ifade eden Başkan Soner Çetin, “Sporla, kültür sanatla uğraşan çocuklar hem derslerinde daha başarılı oluyor hem de hayatın her alanında başarılı oluyor. Biz de iyi yetişmeleri için tüm imkanlarımızı çocuklarımıza seferber ediyoruz. Onları mutlu gördüğümüzde biz de çok mutlu oluyoruz” şeklinde konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°