Yazık oluyor ülkeye.

Akp 2007’den beri kendini o kadar yüksekler de gördüki bir baş dönmesi yaşadı, güç zehirlenmesi yaşadı.

Çok anlattık, çok söyledik gidilen yol yol değil diye.

Ama kimse, hiç bir Akp’li dinlemedi.

Ne söylediysek “meyva veren ağaç taşlanır” aymazlığıyla bu eleştirileri yapanlara cevap dahi vermediler.

Milli eğitim cemaate teslim edildi, yapmayın dedik aman dedik nafile . İmamlarla 21.yy’da var olamayız dedik dinlemediler.

Ordu cemaate teslim edildi, yapmayın dedik, aman ha dedik, ülkeyi ateşe atıyorsunuz dedik dinlemediler.

Adalet sistemi cemaate teslim edildi, aman dedik dinletemedik. Ergenekon’daki Balyoz’daki aymazlıkları söyledik, bağırsak temizliği dediler yine dinlemediler.

Askeri ve polis istihbarat komple cemaate teslim edildi, eyvah eyvah dedik dinletemedik. Kozmik odaları açmayın dedik dinletemedik.

Muhalefetle diyalog dedik, dinletemedik.

* * * * *

Sonuç olarak 15 yıllık iktidara demokrasiyi, liderliği, ülke yönetmeyi ve neyi nasıl yapması gerektiğini, demokratik ve hukuk çerçevesinde kalınarak sağlıklı bir ülke yönetileceğini kimse anlatamadı.

Elbette biliyoruz, bürokrasi hantaldır, hukuk ayakbağıdır, asker savaşmak istemez.

Öyle mi peki?

Değil elbette, bürokrasi tez karar vermeyecek, hukuk her dediğimize onay vermeyecek. Bunlar bir devlet için asla ayak bağı değildir.

Bunlar bir devletin uzun yaşamasının en temel kriterleridir. Devlet böyledir, liyakatı, bürokrasisi, hukuğu, askeri ve muhalefetiyle.

Bunu biraz geç mi anladık, yoksa anlamadık mı hala?

Ülkemizin yaşadığı bu talihsizlğin müsebbibleri belli ve de çözümde belli. Çözüm nerde mi?

Akp bugüne kadar ki tavrından “U” dönüşü yapar ve güçler ayrılığı ilkesine sahip çıkar, özgür medya ortamı yaratısra ve toplumun her kesimiyle diyalog kurmaya başlarsa biz bu günleri atlatırız.

Teğet geçmese de bu günler, atlatırız...