Dilan'ın Gelinliği!

Dilan'ın Gelinliği!

tut ki

göğsünde bebeğini emziren bir annesin!

omzunda sallayıp rahatlattın, altını temizledin, dizine alıp uyuttun, aylarca uykusuz kalıp kucağında büyüttün!

 

***

 

tut ki

genç kız oldu

okuttun, adam ettin!

ama

ankara tren garında bomba patladı

yüreğin kanadı

canından oldun!

 

***

 

bir

gelinlik giydiremedin

düğününü göremedin

muradına eremedin!

 

***

 

işte

dilan sarıkaya!

10 mayıs doğum günüydü!

annesinin onu ilk kucağına aldığı gün!

‘yavrum’ diyerek bağrına sardığı gün!

ama yoktu

10 ekim ankara patlamasında parçalanmıştı bedeni!

bir daha 10 mayıs’ı göremeyecekti o gün!

 

***

 

bir göğsü yorulduğunda alıp diğer göğsünde beslediği dilan!

gece üzeri açıldığında, kalkıp yorganını örttüğü dilan!

parkta birlikte koştuğu, düştüğünde yarasını öptüğü dilan!

ilk okula gönderdiği gün, saçlarını ördüğü dilan!

artık yoktu!

 

***

 

yürek yangınıyla gelmişti 12 güvercinli barış anıtının açılışına!

disk genel başkanı kani beko, tmmob genel başkanı mehmet soğancı, kesk genel başkanı lami özgen, ttb genel başkanı bayazıt ilhan, chp milletvekilleri ibrahim özdiş, aydın uslupehlivan ile disk, kesk, tmmob ve ttb ile emep ve çok sayıda demokratik kitle örgütü oradaydı

 

***

 

aslında

böyle bir dönemde

o anıtı

adana’nın göbeğine dikmek cesaret isterdi!

işte onu da

zeydan karalar gösterdi!

 

***

 

12 güvercin anıtı

üstü güvercin dolu

dilan’ın gelinliği gibi

bembeyaz güvercinler!

altı ankara gibi kara!

 

***

 

belki ankara’da yaşamını yitiren 101 candan

en çok 9 yaşındaki veysel’in acısı ve ağıtı yüreğini yaktı insanların!

belki de şebnem yurtman’ın annesinin sözleri

ama

dilan farklıydı!

dilan’ın gelinliği farklı!

 

***

 

hani

10 mayıs doğum günüydü ya dilan’ın!

işte o gün

annesi kızının mezarına götürdü gelinliğini

siz orada yoktunuz!

 

***

 

bembeyaz gelinliğini

mezar taşına bıraktı!

ağladı

ağladı

ağlattı!

suskun bir dağ gibi suskun!

 

***

 

var ya

yüreğin

kurusun

ankara!

yüreğin kurusun!

adanaulus

12.05.2016 10:54:34

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI