DİLENCİDE DOLAR
Manşet Haber 17.07.2019 12:24:27 0

DİLENCİDE DOLAR

DİLENCİDE DOLAR

Adana Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri şehrin belirli yerlerinde dilencilere yönelik operasyon gerçekleştirdi. Suriye uyruklu bir dilencinin üzerinden 5500 dolar, 3800 Türk Lirası ve 31 bin Suriye Lirası çıktı.
Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı Denetim Şube Müdürlüğü ekipleri, kentin farklı noktalarında insanların dini ve vicdani duygularını istismar ederek haksız kazanç elde eden kişilere karşı operasyon gerçekleştirdi. Operasyon kapsamında Atatürk Caddesi Abidin Dino Parkı içerisinde dilencilik yapan Suriye uyruklu A.E.Ş yakalanarak idari işlem yapılmak üzere Zabıta Daire Başkanlığı’na getirildi. Burada yapılan üst aramasında 52 yaşındaki Suriye uyruklu A.E.Ş’nin üzerinden 5500 Dolar, 3800TL ve 31 bin Suriye Lirası çıktı. Üzerinden çıkan paralara Büyükşehir Zabıta Daire Başkanlığınca el konulurken, A.E.Ş’ye kabahatler kanununa göre 153 TL cezai işlem uygulandı.
Adana Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, insanların manevi değerlerini sömüren dilencilere karşı vatandaşı uyararak, dilencilere para verilmemesini ve görülmeleri durumunda 153’ün aranarak ihbar edilmesi çağrısında bulundu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°