DOĞALGAZA 'ZAM' AĞRI VERİCİ...

DOĞALGAZA 'ZAM' AĞRI VERİCİ...

Bilinmezleri “ne çok” olduk biz böyle?

Sabah gözlerimizi açtığımızda neyle karşı-karşıya kalacağımızı bilemiyor, düşünemiyor, anlayamıyoruz.

“Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi” sözünün hiç mi önemi yoktu-olmamalı mıydı?

Doğal yıkımların bile, “kısa süre” öncesinden bilinip-anlaşıldığı söylenirken…

Sanki tüm ulus gece yarıları kapıları çalınarak, uykuda olanın ürpertisi görmezden gelinerek, ağlayan eşlerinin-çocuklarının yanından alınıp, aylar sonra “suçsuzmuşsun hadi git” denilerek gönderilen, üstelik “hayın, terörist” olarak adlandırılan ergenekoncular gibi…

Bir ay aradan sonra, sabahın ilk haberi “doğalgaza 14.90 zam” oldu!

***

Kim düşünenlerden değil ki?

Ekonomide “beklentiler yerine geliyor” denilmesinin bir gün sonrasında, neler “yanlış” yapıldı da “zam kararı” alındı?

Geçtiğimiz günlerde bir yandan işçilere, bir yandan kamu çalışanlarına yeni yılda yapılacak zamlar konuşulup tartışılırken; anlaşılmaz biçimde “çalışanın” hakları, yaşam niteliği düşünülmeden “küçük rakamlar” için bile günlerce “olmazlar” üzerinde diretilirken…

Doğalgaza geçtiğimiz ay 14.97, bu ay 14.90 zam yapılması “sistemin” akıl almaz yarası!

Ne olacak şimdi?

Tüketici, her ay kapısına gelen “enerji faturalarından” dolayı, yeni yıllar için “istenmeyerek” verilen “zamları” bugünden elinden alınışına karşı ne yapabilir ki?

Kullanmadığı faturaları görünce; yakmadığı, harcamadığı bedellere ne yapabildi ki?

Firmanın, alamadıklarını da faturalara bölüştürdüğünü unutmadan…

***

Üreten tüketir; kazanan harcar!

Bunun başka bir açıklaması da olamaz!

Üretmeden tüketmenin sonucu “bizdeki” gibi olur! Üretenlere avuç dolusu ödeyerek alırsınız!

Tarımda, hayvancılıkta yaşananları “bir daha” yazmama gerek var mı?

Tutar tarım üreticisini “ekemez” durama getirirseniz, üreteceği yolları cam kırıkları ile kara dikenlere boğarsanız, girdilerini neon ışıklı vitrinlerin gerisine koyarsanız, hasatta açıkladığınız fiyatla düş kırıklığına uğratırsanız, dışalım fiyatlarını gözüne sokarsanız; sonuç bundan başka bir şey olmaz!

Yine hayvancılıkta ekim alanlarını daralttığınız gibi, masraflarını doruğa çıkarırsanız…

Tükettiğinizi üretemez durumdasınız demektir!

Her insanın günlük, haftalık, aylık zorunlu gereksinmeleri vardır. Yaşamda kaldığı sürece “zorunlu gereksinmelerini” tüketmek zorundadır!

Eğer “yaşamını” sürdürmek istiyorsa, “kendine” harcamak zorunda…

Suyunu içmek, yemeğini yemek, uykusunu uyumak, gerektiğince giyinmek, bir sonraki gün “işine” gitmek için dinlenmek, ay sonunda yeterince maaş almak zorunda…

Bunlardan her hangi birinin “eksikliği”, bireyin olduğunca toplumun da sağlığının bozuk oluşunun kanıtıdır!

***

“İktidarlar” zaman zaman bu tür “zorunlu gereksinmeleri” değerlendirirken, başka ülkelerde “aynı” gereksinmelerin fiyatı üzerinde durma “tutarsızlığını” göstermekten çekinmezler!

İşin “en” düşündüren yanı da, bunları söylerken yanında bulunanların, açlık sınırı altında maaşla “kredi kartlarına” borçlanarak yaşamlarını sürdürmelerine karşın tepki göstermek yerine alkışa boğarlar!

“Orada” suyun, elektriğin, doğalgazın, içkinin, sigaranın, ekmeğin dolar ya da avro üzerinde “kaç lira” olduğu…

Dolar ya da avro ile yaşayanların, yaz dinlencelerinde ülkemize akın eder gibi gelmesinin nedeni başkaymış, ülkemizin emekçilerinin üç günlük dinlenebildiği bir aylık maaşıyla günlerce burada kalmaları yalanmış gibi…

Soruyorsunuz, emeklisi “bin avro” üzeri rakamlardan söz ediyor! Siz maaşınızı avroya düzenliyorsunuz;

TÜİK bile “emekçi aç” diyor!

Kazanmadığınızdan değil, “yaşam standardınıza” göre bir maaş alınamayınca; harcayacak yerleriniz ağrıyor!

***

Elektriği, suyu, doğalgazı, ekmeği bile on lira yapın!

Sigarayı yüz, eti ikiyüz, içkiyi bin, bir ailenin yaz dinlence harcamasını da onbine çıkarın!

Tüm faturalara “istediğinizce” vergiler-masraflar ekleyin!

Yurttaşta bunları alacak, yapacak güç olmadıkça ne anlama gelir ki?

Temel “zorunlu gereksinmeleri” tüketen yurttaş; bunlara “neden” zam yapıldığını, neden gerek duyulduğunu, sabah olmadan gece çalışılmasını anlamak istiyor!

Bir gün sonra “neyle” karşılaşacağını bilmek istiyor!

Oktay EROL

2.09.2019 19:29:54

YAZARLAR


ZEYDAN KARALAR’DAN “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU