EKONOMİ 14.06.2019 20:16:36 0

'DOĞANKENT NEDEN HİZMET ALAMIYOR?'

'DOĞANKENT NEDEN HİZMET ALAMIYOR?'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, ulaşımdan sağlığa, eğitimden kamu hizmetlerine dek çok sayıda sorunla boğuşan Yüreğir İlçesi'ne bağlı Doğankent Mahallesi'ni Meclis gündemine taşıyarak çözüm istedi. 'Doğankent neden hizmet alamıyor?' diye soran Barut, Doğankent'te yaşayan on binlerce insanın sorunlarına çözüm beklediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na soru önergesi sunan Ayhan Barut, 'Adana Yüreğir ilçesi Doğankent Mahallesi sakinleri kamu hizmetleri bakımdan büyük mağduriyet yaşamaktadır. Ulaşımdan sağlığa, tarımsal faaliyetlerden enerjiye, eğitimden adalete, alt yapı ve yerleşim düzeninden güvenliğe hemen her alanda çok yoğun sorun ve sıkıntı içinde bulunuyorlar' dedi.
'50 BİN NÜFUSA ULAŞIYOR'
Bütünşehir Yasası ile birlikte belde belediyelerinin kapatılarak sorunların daha da derinleştiğine dikkat çeken Barut,
'Belde belediyelerin kapatılması nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarından köy olan ama adı mahalleye çevrilen merkezlere kamu hizmeti götürülmesinde büyük aksaklıklar yaşanmaktadır. Doğankent yaklaşık 25 bin yerleşik nüfusunun yanı sıra 10 bin civarında mevsimlik işçi ve 10 bin civarında da Suriyeli sığınmacının barındığı bir mahalle konumundadır. Yani 45 – 50 bin merkez nüfusa ulaşmış mahallede her türlü olumsuz atmosfer ve koşullar bulunmaktadır' diye konuştu.
HASTANEDEN YOLA HER ŞEYİ SORDU
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut'un TBMM'ye sunduğu önergeyle şu sorulara yanıt aradı:
'1. Karataş Yolu'nun uzun süredir bitirilmemesinden kaynaklı mahalle içerisinde sık sık kazalar yaşanmakta ve her seferinde can kaybı ile sonuçlanmaktadır. Ölümlü kazalara çokca neden olan Karataş yolunun 2019’da bitirileceği ifade edilmesine rağmen, yılın ilk 6 ayını geçirdiğimiz bu süreçte neden hiçbir çalışma yürütülmemektedir? Karataş yolunun bitirilmesi için öncelikli bir talimatınız olacak mı?
2. Doğankent Mahallesi sakinleri hastane için 35 kilometre yol gitmek zorundadırlar. En az iki araç değiştirerek hastaneye ulaşan, özellikle yaşlı ve hamile insanlarımız çok mağdur oluyorlar. Hastaneye varamadan daha büyük sağlık sorunları ile karşı karşıya kalan vatandaşlarımızın yaşadıkları bu mağduriyeti önlemek için Yüreğir Devlet Hastanesinin tekrar açılması yönünde ilgili kurum ve kuruluşlara bir talimatınız olacak mı? Bu konuda mülki amirlerin ve AKP ve MHP’li siyasilerin seçimler sürecinde verdikleri sözler mevcuttur, bu sözler ne zaman yerine getirilecektir?
3. Mahalle üzerinden drenaj kanalı geçmektedir. Ancak kanal özelliğini yitirmiş, sağ ve sol yanlarında yerleşim yerleri oluşmuş, binalar ve konutlar yapılmıştır. Bu durumda kanal büyük bir kirlilikle yüz yüze kalmış ve içerisi yoğun atıklar ve pisliklerle dolmuştur. Bu durum bölgede ağır kokulara ve sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Özellikle kanal boyunca 2 orta, bir de ilkokulun varlığı düşünülürse yaklaşık 1.200 öğrenci doğrudan sağlık sorunu ile gün boyu muhatap haldedir. Kanalın mahalle içinden geçen kısmının derhal kapatılması gerekmekte, kanal boyunca rehabilite edilmelidir. Bu konuda ilgililere gerekli tedbirlerin alınması ve kanalın rehabilite edilmesi için özellikle DSİ olmak üzere bir talimatınız olacak mı?
4. Mahallede bulunan 70 dönüm alan üzerine 50 civarında yapılan ve imar affından yararlandırılan konutların yaşadığı alt ve üst yapı sorunlarının giderilmesi için bir girişiminiz ve ilgili yerel yönetimlere bir desteğiniz olacak mı?
5. Doğankent Mahallesinde güvenlik jandarmadan alınarak polise verilmiştir. Ancak jandarma tarafından 3 noktada verilen güvenlik hizmeti polisle bir noktaya düşürülmüş, personel de 3 vardiya halinde maksimum 20 – 25 kişi ile verilmektedir. Mahallenin mevcut nüfusu, mevsimlik ve Suriyeli sığınmacıların varlığı ile oluşan kimi suç ve olayların engellenmesinde yetersiz kalınmaktadır. Mahalle sakinlerinin özellikle hırsızlıktan şikayetçi oldukları mal ve can güvenliklerinin sağlanması için mahallede görev yapan polis sayısını ve noktasının arttırılması için İçişleri Bakanlığına bir talimatınız olacak mı?
6. Mahalle merkezinden çok alçak bir seviyede geçen yüksek gerilim hattı bulunmaktadır. Mahalle sakinleri tarafından büyük bir endişe ve tedirginliğe neden olan yüksek gerilim hattının kaldırılması için bir talimatınız olacak mı?
7. Doğankent Mahallesinde en insani ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan, özellikle hastanenin biran önce tekrar hizmete sokulması, okul güvenliğinin sağlanması, tarımsal desteklerin verilmesi, drenaj kanalının acil bir şekilde rehabilite edilmesi, güvenlik için polis sayısının mevcudun 10 katına çıkarılması talebi, mahallenin üzerinden geçen yüksek gerilim hattının kaldırılması, insanların bankamatik ihtiyacının karşılanması gibi yukarıda sıraladığımız sorun ve sıkıntıların yerinde tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması için bir inceleme/denetim heyeti görevlendirecek misiniz?'



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°