EDEBİYATIN ULU ÇINARI VEDAT TÜRKALİ
GÜNCEL 29.08.2016 09:38:53 0

EDEBİYATIN ULU ÇINARI VEDAT TÜRKALİ

EDEBİYATIN ULU ÇINARI VEDAT TÜRKALİ

Usta edebiyatçı Vedat Türkali, 97 yaşında Yalova'da hayatını kaybetti.

13 Mayıs 1919'da Samsun'da doğan Türkali, liseyi Samsun Lisesi'nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Aynı yıl eşi Merih Pirhasan'la evlendi.

Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951'de tutuklandı. 9 yıl ceza aldı. 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kaldı.

Rıfat Ilgaz ile Gar Yayınlarını kurdu. 1960'ta Dolandırıcılar Şahı ile senaristliğe başladı. 1965'te Karanlıkta Uyananlar filmiyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Senaryo Ödülü'nü kazandı.vedat-turkali-1

Bir Gün Tek Başına, Mavi Karanlık, Tek Kişilik Ölüm, Güven, Yeşilçam Dedikleri Türkiye, Kayıp Romanlar, Yalancı Tanıklar Kahvesi, Bitti Bitti Bitmedi gibi romanlara imza attı.

1974'te Milliyet Yayınları Roman Yarışması'nda birincilik ödülünü, 1976'da Orhan Kemal Roman Armağanını kazandı. 2016'da Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü'ne layık görüldü.

BELGESELİNİ ÇEKTİvedatturkali

GAzeteci-yazar NAzim Alpman bugün yaşama veda eden Edebiyatın Uluçınarı Vedat Türkali belgeselini çekti. Belgeseldeki fotoğraflarını da paylaşan Nazım Alpman duygularını şöyle paylaştı:

'Bütün hayatını emekçi sınıfların insanca yaşamasına adamış bir devdi. Türkiye halklarının barış içinde özgürce yaşamaları için yüzyılı aşan bir süre mücadele etti. Doğduğunda Birinci Dünya Savaşı yeni bitmiş, Kurtuluş Savaşı başlamamıştı. Cumhuriyet'in kuruluşunu, tek partisini, çok partili rejimini, bütün askeri darbelerini gördü. Son 15 Temmuz 2016 darbesinden sonra uzandığı yatağından kalkamadı. Aşağıdaki fotoğraflar İZTV için çektiğimiz Vedat Türkali Belgeselinden... Çok sevdiği İstanbul'a hasretle bakarken. İstanbul'dan her ayrılışında, 'bu şehre bir daha dönemezsem' kaygısı yaşadığını söylemişti o gün bize...
Türkiye'nin başı sağolsun!'vedat-turkali-1

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°