EKONOMİK SIKINTILAR CİDDİ YARA AÇIYOR
Manşet Haber 14.05.2019 18:01:19 0

EKONOMİK SIKINTILAR CİDDİ YARA AÇIYOR

EKONOMİK SIKINTILAR CİDDİ YARA AÇIYOR

“Kendi ilacımızı üretmemiz hayati önem taşımaktadır”

 

Adana Eczacı Odası (ADEO) Başkanı Ecz. Ersun Özkan, Dünyada önemli stratejik ürünlerden biri olan ilaç konusunda dışa bağımlılığın azaltılarak ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyerek “Yerli ilaç sanayimizin desteklenerek kendi ilacımızı üretmemiz hayati önem taşımaktadır.” dedi.

Bilimsel eczacılığın 180. Yılında Atatürk Parkı’nda bir araya gelerek Atatürk Anıtı önüne çelenk koyan Adana Eczacı Odası Yönetimi ve üyeleri, Büyükşehir Belediyesi Bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşı’nı okudu.

Çukurova Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Öğülener, akademisyenler ve Eczacılık Fakültesi Öğrencilerininde katılarak çelenk koyduğu etkinlikte “14 Mayıs Eczacılık Günü”nün anlam ve öneminin yanı sıra ülke meseleleri hakkında da açıklama yapan Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ersun Özkan, “Eczacılar olarak bugün sağlık, ilaç ve eczacılık hizmetleri adına söyleyeceğimiz çok şey var. Ama tüm bunlardan önce daha sağlıklı, huzurlu, mutlu ve güçlü bir Türkiye için görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi savaşın hüküm sürdüğü bu coğrafyada uzun süredir ülkemiz Terör, Darbe, Ohal, Güvenlik, Huzur, Hukuk, Adalet, Demokrasi gibi birçok başlıkta sıkıntılar, sancılar yaşıyor ve yalpalayarak yol almaya çalışıyor. Yaşanan bu sosyal sıkıntıların ekonomik yansımaları ülkemizin tamamında ciddi yaralar açarken son olarak 2018 Ağustos ayı sonrası Türk Lirasında yaşanan değer kaybı ve döviz kurunda yaşanan dalgalı seyir, ekonomik olarak yaşanan sıkıntılarımızın birçok sektörde derinleşmesine ve maalesef  telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olmuş ve olmaya da devam ediyor. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği adına artık bu kötü gidişe dur demek, siyasi ve kişisel çekişmeler ile beklentileri bir kenara bırakıp çağdaş ve güçlü bir Türkiye için el ele vermek gerekiyor. Atatürk’ün attığı temellerde Cumhuriyet, Demokrasi, Laiklik, Hukuk ve Adalet gibi evrensel değerlere sıkı sıkıya sahip çıkmak ve bu değerler ışığında yeni bir başlangıç yapmak gerekiyor.”



MESLEK HAKKI VERİLMELİ

“Ülkemizde yaşadığımız sıkıntılara paralel mesleğimizde de birçok sıkıntıyı eczacılar olarak yaşamaya devam ediyoruz. Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar biz eczacıları da olumsuz etkiliyor ve birçok eczacımız her gün biraz daha sağlık hizmeti veremez noktaya geliyor. Bu anlamda öncelikle eczacı kar oranları ve ilaç fiyat kararnamesi ile belirlenen ilaç karlılık barem ve oranlarının mutlaka revize edilmesi ve birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi eczacılara bilgi ve birikimleri ile verdikleri danışmanlık hizmetinin karşılığı olarak ilaç fiyatlarından bağımsız bir meslek hakkı verilmesi eczacılarımızın ayakta kalabilmeleri ve halk sağlığı hizmetini sürdürebilmeleri için önemli bir adım olacaktır.”

YERLİ İLAÇ ÜRETİMİ DESTEKLENMELİ

“Bugün ülkemiz ilaç noktasında büyük ölçüde dışa bağımlı bir şekilde hizmet veriliyor. Bir yanıyla ülke ekonomisi için bir kayıp yaşanırken birkaç ay önce döviz kurunda yaşanan dalgalanma ve ilaç firmalarının zam beklentisi birçok ilaçta eczacılarımız ve vatandaşlarımız ilaca ulaşım noktasında ciddi sıkıntı yaşadı.

Bugün dünyada önemli stratejik ürünlerden biri olan ilaç konusunda  artık dışa bağımlılığımızın azaltılarak ortadan kaldırılması ve yerli ilaç sanayimizin desteklenerek kendi ilacımızı üretmemiz hayati önem taşımaktadır.

Bu noktada biz eczacılar bu konuda üzerimize düşeni yapmakta ve yerli ilacı her zaman savunmaktayız.”

ŞİDDET, TACİZ, TECAVÜZ BİR HASTALIK HALİNİ ALMIŞTIR

“Ayrıca bir türlü azalmayan kadına ve çocuğa şiddet, taciz ve tecavüz olayları ile kadın cinayetleri artık tam bir hastalık halini almış durumdadır. Sosyal yapıdaki bozulmanın en önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilen bu durumun sadece ceza vererek ortadan kalkmayacağına toplumun da bu konuda ciddi bir tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu terapi sürecinin eğitim sisteminden başlayarak doğru planlaması ile yaşadığımız toplumsal dejenerasyonun yavaş yavaş  ortadan kalkacağına inanıyoruz.”

SAĞLIK ÜRÜNLERİ ECZANE DIŞINDA SATILMAMALI

“Çok önemli bir halk sağlığı sorunumuzda eczane dışında satılan sağlık ürünleri ve ilaçlar ile ilgili yaşanan sıkıntılardır. Hepinizin bildiği gibi sağlık ürünlerine yönelik görsel ve yazılı medya ile internet üzerinde yoğun reklam yapılmakta ve içeriğinin ne olduğu ve saklama koşulları bilinmeyen birçok ürün halkımız tarafından  eczaneler dışından temin edilmekte ve kullanılmaktadır.Başta internet olmak üzere, eczane dışından alınan sağlık ürünlerinin birçoğunda  beklenen olumlu etkiler sağlanamadığı gibi, halk sağlığı adına birçok olumsuzluk da yaşanabilmektedir. Özellikle önümüzdeki süreçte reçetesiz ilaçların da reklamının yapılabilecek olması halk sağlığı adına daha büyük sıkıntıları ortaya çıkaracaktır diye düşünüyoruz. Bu anlamda ülkemiz gibi sağlık okuryazarlığının düşük olduğu ülkelerde, reklam ve kontrolsüz sağlık ürünü veya ilaç kullanımı ciddi sıkıntıları da beraberinde getirmektedir.”

HEDEFİMİZ; TOPLUMUMUZ SAĞLIK İÇERİSİNDE YAŞAMALI

“Vatandaşlarımızın ilaç ve tüm sağlık ürünleri için en güvenilir adresin eczaneler olduğunu bilmeleri ve sağlığa dair tüm ürünlerini mutlaka sağlık profosyoneli olan eczacı kontrolündeki eczanelerden temin etmeleri, sağlıkları için önem arzetmektedir. Toplumun sağlık içinde yaşaması tüm sağlık çalışanları gibi biz eczacıların da öncelikli hedefimizdir. Bu anlamda eczacılar olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da en yakın sağlık danışmanı olarak halkımızın her zaman yanında olacağımızın bilinmesini istiyor, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son bulduğu, sorunları çözülmüş mutlu bir Türkiye dileklerimizle tüm meslektaşlarımızın ‘14 Mayıs Eczacılık Günü’nü kutluyoruz.”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°